Zeytinburnu İskeletleri ve Bulunan Lahit

2008’DEN BU YANA İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü ile birlikte çalışıyorum. 2008-2011 yılları arasında özellikle Yenikapı’da Prehistorik Dönem iskeletleri bulunduğunda kaldırılmasına destek olmak için araziye gitmiştim. O zamanlar, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Prehistorya Bilim Dalı ve Bordeaux 1 Üniversitesi Biyolojik Antropoloji Bölümünde doktora çalışmamı yürütüyordum.

Arkeotanatoloji olarak adlandırılan gömütlerin/ mezarların araziden başlayarak kazılması, cesetten iskeletleşme süreçlerinin analizi, mezar mimarisi, etrafındaki toprakla bağlantısı, araziden insan kemiklerinin niteliğine uygun olarak kaldırılması, biyolojik analizlerinin yapılarak bilimsel sonuçlarının yayınlanmasını temel alan bir yöntemi Anadolu Arkeolojisi’nde ünlü Çayönü Kafataslı Binanın analizinde kullanıyordum.

İstanbul Yenikapı kazılarında üst üste keşiflerin yapıldığı unutulmaz bir dönemdi benim için. O zamandan bu yana İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü Başkanlığı’nda yürütülen İstanbul’da özellikle bayındırlık projeleri kapsamında ki kazılarda açığa çıkarılan mezarlar/gömütler üzerine Arkeotanatolojik yöntemle çalışmalar yürütüyorum. Doktorayı bitirdikten sonra, 2011- 2013 yılları arasında İstanbul’daki kazılarda ‘serbest arkeolog’ olarak çalıştım. Arkeolog olarak ve Antropolog olarak İstanbul’da çalışmış ve çalışıyor olmak mesleki kariyerimin önünü açtı diyebilirim.

Bu uzun girizgâhtan sonra nasıl Zeytinburnu Mozaik Projesine dâhil oldum? Sorusuna gelirsek 15 Eylül 2021’de saat 14.00 gibi Beşiktaş Kazısından öğleden sonra Pendik Kazısı’nı ziyaret etmek için Songül ve Olgaç’la Marmaray’a binmiştik. O sırada İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahmi Asal beni telefonla aradı. Zeytinburnu’nda bir lahit bulunduğunu ve bunu mesleki açıdan görmemin önemli olduğunu belirtti…

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 96. Sayı “ Bir Keşfin Hikayesi “

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER