Kaybolan Tanrı Telipinu

 “Tanrı Telipinu çok öfkelendi… O, (aceleyle) sağ ayakkabısını sol ayağına, sol ayakkabısını sağ ayağına giydi. (ve ülkesini terk etti, onun gidişiyle) pencereleri sis tuttu (doldurdu), evi duman tuttu (doldurdu), ocaktaki odunlar boğuldu, altardaki tanrılar boğuldu, ağıldaki koyunlar boğuldu, ahırdaki sığırlar boğuldu. Koyun kuzusunu reddetti, inek buzağısını reddetti, Telipinu çekip gitti, tohumların ve hayvanların doğurganlığını,  gelişmesini, bereketliliğini ve bolluğunu (da) bozkıra ve çayıra götürdü.” 

Gök Tanrısı, Bazalt Taşı Kabartma. Adana Müzesi

Mitos, ilkel toplulukların, doğanın bilinmezliği karşısında evreni, dünyayı ve doğa olaylarını kişileştirerek açıklama çabası; aynı zamanda insanın, bilinçaltındaki korkularının ve arzularının bir ifadesidir.

Kendilerine ait özgün mitosları olmayan Hititler, yerli Anadolu (Hatti) ve diğer kültürlerden (Hurri, Mezopotamya) aldıkları bu türdeki edebi ürünlerin, Antik dönem uygarlıklarına aktarılmasında bir köprü vazifesi görmüştür.  Bunun en güzel örneği “herhangi bir kimseye ya da olaya öfkelenerek ülkeyi terk edip giden ve gidişiyle bolluk ve bereketi de beraberinde götüren tanrıyı geri döndürme” teması üzerine kurulan “Kayıp Tanrı Telipinu” mitosudur. Bu mitos, Mezopotamya’da “Dumuzi/Tammuz” ile “İnanna/İştar”, Eski Yunan’da ise “Demeter ve Persephone” şeklinde karşımıza çıkar.

Mitosta, Tammuz/Dumuzi’nin ölüler dünyasına gitmesi üzerine ülkenin içine düştüğü kargaşa, bu durumdan kurtulmak için İştar/İnanna’nın yeraltına inme çabası ve birçok uğraşılardan sonra, Tammuz’un diriler dünyasına geri döndürülüşü konu edilmiştir.

Bin tanrılı Hititlerin Tanrıçalarından biri olan Hitellurra, Yazılıkaya

Demeter, (Romalılarda Ceres), Terra Mater sayılarak kutsanmıştır. Hades, Demeter’in Zeus’tan olan kızı Persephone’yi ölüler ülkesinde ebedi karısı yapmak için kaçırır. Persephone’yi göndermeden önce Hades ona bir nar verir, o da nardan bir tane yer. Ölüler Ülkesi’nde yiyecek tatmakla oraya tekrar döneceğine dair söz vermiş olur. Dolayısıyla yılın üçte ikisini annesinin yanında, kış mevsimi süresine denk gelen geri kalanını da yeraltı dünyasında geçirecektir. Kızının gitmesiyle, toprağın verimli olmasını reddeden Demeter, yılın üçte ikisi de olsa, kızına kavuşma coşkusuyla toprağı çiçekler ve yapraklarla kaplar, ilkbahar olur, tanrılar bayram eder.

Her iki mitosta da işlenen, “tanrının kaybolması - tanrının geri dönmesi” motifi ile;  kış ve yaz, kıtlık ve verimlilik, doğanın canlılığını yitirmesi ve doğanın yeniden canlanması temaları vurgulanmak istenmiştir. Telipinu Mitosu’nun diğerlerinden farklı bir yanı vardır. Burada tanrı, metinden tam olarak anlaşılamayan bir sebeple öfkelenip kaybolmuştur (kaybolan tanrı mitosu). Diğerlerinde ise tanrıların başka tanrılar tarafından yeraltına kaçırılmaları (kaçırılan tanrı mitosu) ya da tanrının yeraltına kendiliğinden inmesi (yeraltına inen tanrı mitosu) durumu söz konusudur.  

Tanrı Şauşka’nın hizmetkârları Ninatta ve Kulitta, Yazılıkaya

İlkçağ toplumları, fırtına, kuraklık, sel gibi olumsuz doğa olaylarına öfkelenmiş bir tanrının sebep olduğuna inanmaktadırlar. Bu sebeple doğa olaylarından sorumlu pek çok tanrının varlığı zorunlu olmuştur. Mesela, bu tanrılardan Fırtına Tanrısı’nın oğlu Telipinu bir tarım tanrısıdır. Tohum ekmek, tarla sürmek, sulamak gibi tarımsal faaliyetler, onun sorumluluğu altındadır. Doğal olarak bu tanrının ortadan kaybolması tarımı ve dolayısıyla da bütün hayatı olumsuz etkiler. Telipinu mitosu, ölüm ve yeniden doğum temalarını vurgulayarak doğayı ve mevsimlerin değişim sebeplerini açıklar. “Kaybolma - geri dönme” her yıl tekrarlanacaktır.

Kaybolan tanrı sadece Telipinu değildir. Kaybolan tanrılardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Büyük Fırtına Tanrısı, Kuliwişna Şehri’nin Fırtına Tanrısı, Güneş Tanrısı, Kraliçe Aşmunikal’in Fırtına Tanrısı, Lihzina Şehri Fırtına Tanrısı, Anzili ve Zukki, Hannahanna, Tanrıça İnara  gibi…Aynı mitosun farklı tanrılara bağlanan biçimleri olduğu gibi aynı tanrıya ait mitosun çeşitli versiyonları da bulunmaktadır. Farklı versiyonlardan derlenen Telipinu Mitosu’nun tercümesi onun ilginç konusunu sergileyecektir:  

                       I.VERSİYON

Tanrı Telipinu o kadar sinirlidir ki ne yaptığını bilemez. Ayakkabılarını ters giyerek çıkıp gider. Ve onun gitmesiyle ülkede sıkıntılar başlar:  

     Vs.I

       5 Pencereleri sis tuttu (doldurdu), evi duman tuttu (doldurdu).

       6 Ocaktaki odunlar boğuldu, altardaki

       7 Tanrılar boğuldu, ağıldaki koyunlar boğuldu, ahırdaki

       8 sığırlar boğuldu, koyun kuzusunu reddetti,

       9 inek buzağısını reddetti.  

     10 Telipinu çekip gitti, hububat ve

     11 hayvan doğurganlığını, bereketliliğini, gelişmesini ve bolluğunu (da) bozkıra

     12 (ve) çayıra alıp götürdü. Telipinu da kıra doğru çekip gitti ve kırda

     13 kayboldu (karıştı). Onun üzerinde halenzu bitkisi yetişti. Bundan dolayı

     14 arpa (ve) buğday artık yetişmez oldu. Sığırlar, koyunlar ve insanlar

     15 artık gebe kalmadılar ve gebe kalanlar ise doğuramadılar.

     16 Filiz vermesin diye dağlar ve ağaçlar kurudu ve

     17 ülkede açlık olsun diye otlaklar ve kaynaklar kurudu. 

     18 İnsanlar ve tanrılar açlıktan ölüyor.

     19 Büyük Güneş Tanrısı bir ziyafet düzenledi ve bin tanrıyı davet etti. Onlar yediler,

     20 Fakat doymadılar, onlar içtiler fakat susuzluklarını gideremediler.

     21 Fırtına Tanrısı oğlu Telipinu’yu düşündü (hesaba kattı): “Oğlum Telipinu

     22 Burada yok. O çileden çıktı ve iyi olan her şeyi alıp götürdü”.

     23 Büyük tanrılar (ve) küçük tanrılar Telipinu’yu aramaya başladılar. Güneş Tanrısı

     24 hızlı kartalı gönderdi: “Git yüksek

     25 dağları ara,

     26 derin vadileri ara, mavi derinliği (derin, karanlık suları) ara !”

     27 Kartal gitti onu (Telipinu’yu) bulamadı, fakat Güneş Tanrısı’na

     28 (bir) haber getirdi: “Soylu Tanrı Telipinu’yu bulamadım”.

     29 Fırtına Tanrısı Hannahanna’ya (şöyle) dedi: “Nasıl yapsak (hareket etsek)!

     30 açlıktan öleceğiz”.  Hannahanna da Fırtına Tanrısına (cevap olarak) (şöyle) dedi:

     31 “Ey Fırtına Tanrısı git ve Telipinu’yu bizzat kendin ara”. 

     32 Fırtına Tanrısı, Telipinu’yu aramaya başladı. (Fırtna Tanrısı) şehrin kapısına

     33 geldi (açmak için) fakat (açmayı) başaramadı. Onun yerine Fırtına Tanrısı (kapının) sürgüsünü ve kilidini (?) kırdı.

     34 O giyindi ve oturdu. Hannahanna

     35 bir arı gönderdi: “Git! Telipinu’yu sen ara”.

     36 Fırtına Tanrısı Hannahanna’ya (şöyle) dedi: “Büyük tanrılar ve küçük tanrılar onu aradılar

     37 ve onu bulamadılar (da) onu gidecek

     38 bu arı mı bulacak? Onun kanatları küçüktür, onun kendisi de küçüktür,

     39 ayrıca onlar, parça parça keserler.

Göğün boğaları olan Hurri ve Şeri yeryüzünü simgeleyen dörtgen bir paye üzerinde gök anlamına gelen hilali taşıyorlar, Yazılıkaya

Metin kırık kısımdan sonra, Tanrıları çağırmak için kullanılan kurban malzemeleri ile devam eder. 

     Vs.II

     12 Burada galaktar bulunur. [

     13 (Ey Telipinu senin ruhun) sakinleşsin. Burada parhue[na içeceği bulunur.

     14 (onun) özü (?) ona (Telipinu’ya) yalvarsın. [

     15 Burada GIŠšamama bulunur. [

     16 görülmüş olsun. Burada incir ağacı [bulunur. İncir

     17 nasıl tatlı ise Telipinu senin ruhun da

     18 aynı şekilde tatlı olsun. 

     19 Zeytin nasıl içinde yağ tutarsa, üzüm tanesi nasıl

     20 içinde şarap tutarsa, sen Telipinu da

     21 aynı şekilde kalbinde ve ruhunda iyilik tut[asın (saklayasın).

     22 Burada  GIŠliti bulunur. O, sen Telipinu’nun [ ruhunu

     23 yağlasın. Malt ve bira ekmeği ruhta nasıl birleştirilirse, Telipinu

     24 senin ruhun da bu ölümlülerin sözleri ile aynı şekilde birleştirilmiş olsun. Buğday nasıl

     25 temiz ise Telipinu’nun ruhu da aynı şekilde temiz olsun. Bal nasıl

     26 tatlı ise, yağ nasıl yumuşak ise Telipinu’nun ruhu da

     27 aynı şekilde tatlı olsun ve aynı şekilde yumuşak olsun.

     28 Bak, ben güzel kokulu ince yağı sen Telipinu’nun yollarına

     29 serptim, sen Telipinu, ince yağ serpilmiş

     30 yolda yürü, šahi ağacı ve happuriyaš ağacı düzenli (sıralı)

     31 olsun. Kamış  (ve) ……. nasıl düzenli iseler,  

     32 sen Telipinu da aynı şekilde düzenli ol.

     33 Telipinu öfkeyle geldi. O şimşekle birlikte

     34 gürledi, aşağıda karanlık toprağa çarpar.

     35 Kamrušepa onu gördü ve kartalın kanadı ile

     36 hareket etti. O,

 

     Rs.III

       1 kızgınlığı kaldırdı, o öfkeyi kaldırdı, o günahı

       2 kaldırdı, o küskünlüğü kaldırdı

       3 Kamrušepa tanrılara tekrar (şöyle) söyler: “ Ey tanrılar gidin!

       4 Şimdi, Tanrı Hapantali Güneş Tanrısı’nın koyunlarını otlatıyor.

       5 ve sonra 12 koyunu ayırın, Telipinu için ayırdığım (seçtiğim) (koyunlarla ritüeli)

       6 gerçekleştireceğim, bir tüy ve “bin göz” aldım ve ayırdığım (seçtiğim)

       7 koyunları Kamrušepa için bağladım (hazırladım)

       8 Telipinu’nun üzerinde, bir o tarafında ateş yaktım,

       9 bir bu tarafında ateş yaktım. Ve sonra Telipinu’nun,

     10 onun vücudunun kötülüğünü aldım, günahını

     11 aldım, kızgınlığını aldım, öfkesin,

     12 aldım, olumsuzluklarını aldım, küskünlüğünü aldım.

     13 Telipinu öfkelidir. Onun ruhu ve canı

     14 odun (gibi) katılaşmıştır. Odunları

     15 nasıl yakarlarsa, Telipinu’nun kızgınlığı,

     16 öfkesi, günahı, küskünlüğünü de aynı şekilde yaksınlar. Ve malt,

     17 nasıl ki faydasızdır ve onlar onu tarlaya götürmezler

     18 ve tohum olarak kullanmazlar, onunla ekmek yapmazlar

     19 ve mühür evinde bırakmazlar, Telipinu’nun kızgınlığı, öfkesi,

     20 günahı ve küskünlüğü de aynı şekilde etkisiz duruma gelsin.

     21 Telipinu öfkelidir. Onun canı ve ruhu

     22 yanan bir ateş gibidir. Bu ateş nasıl söndürülürse,

     23 (Telipinu’nun) kızgınlığı, öfkesi, günahı, küskünlüğü de aynı şekilde sönsün.

     24 Telipinu kızgınlığı bırak, öfkeyi bırak,

     25 küskünlüğü bırak. Kanaldaki su nasıl geri

     26 akmazsa Telipinu’nun kızgınlığı, öfkesi ve

     27 küskünlüğü de aynı şekilde geri gelmesin

     28 Tanrılar, hatalkišni ağacı altında, toplantı yerinde oturuyorlar………….

     29 hatalkišni altında [

     30 Ve bütün tanrılar oturuyorlar : DP[apaya, Dİštuštaya,

     31 DGUL-šeš, DMAH, DHalki,  DMiya[tanzipa,

     32 DTelipinu, DLAMA, DHapan[tali

     33 (Ben) uzun yıllar hatalkišni ağacı altındaki tanrılara [

     34 (iyi) muamelede bulundum. Onu temizledim.

     Rs.IV

       1 (öküz senin altından geçer). Ve sen onun saçının lülesini çek, koyun senin altından

       2 geçer ve sen onun yün demetini çek, (ve sen aynı şekilde) Telipinu’dan

       3 da kızgınlığı, öfkeyi, günahı ve küskünlüğü çek.

       4 Fırtına Tanrısı öfkeyle dolu olarak gelir. Fırtına Tanrısı’nın adamı onu

       5 durdurur. Tencere gelir (kaynar) ve onu tahta kaşık durdurur.

       6 Aynı şekilde ben ölümlünün sözleri de aynı şekilde Telipinu’nun

       7 hiddetini, öfkesini ve küskünlüğünü durdursun.

       8 Telipinu’nun kızgınlığı, öfkesi, günahı ve

       9 küskünlüğü gitsin, ev onu bıraksın. İçerideki …… onu

     10 bıraksın, pencere onu bıraksın, menteşe [onu bırak]sın. İç

     11 avlu onu bıraksın, şehir kapısı onu bıraksın, kapı yapısı onu bıraksın,

     12 kral yolu onu bıraksın. O, meyve bahçesine, tarlaya, bağa ya da ormana

     13 girmesin. O (karanlık) toprağın Güneş Tanrısı’nın yoluna gitsin.

     14 Kapıcı yedi kapıyı açtı. O yedi sürgüyü çekti.

     15 Karanlık toprağın altında bronzdan palhi kapları bulunur. Onların kapakları

     16 kurşundan(dır), tutamakları ise demirden(dir). Onların içlerine giren şey

     17 bir daha çıkamaz, O, onun içinde mahvolur.

     18 (Bundan dolayı), onlar Telipinu’nun kızgınlığını, öfkesini,

     19 günahını ve küskünlüğünü yakalasın ve onlar (buraya) geri gelmesin.

     20 Telipinu evine geri geldi ve ülkesinin önemini anladı.

     21 Sis pencereleri serbest bıraktı, duman evi serbest bıraktı,

     22 altar tekrar tanrılar ile tekrar uyum içine girdi, ocak kütüğü serbest bıraktı,

     23 ağıldaki koyunları o serbest bıraktı, koyun ağılı koyunları

     24 serbest bıraktı, sonra anne çocuğu ile ilgilendi, koyun kuzusuyla ilgilendi,

     25 inek buzağısı ile ilgilendi ve Telipinu da kral ve kraliçeyle (ilgilendi)

     26 ve gelecek günlerde (onlara) yaşam, kuvvet ve uzun ömür kattı.

     27 Telipinu kralı da önemsedi. Telipinu’nun önünde,

     28 orada eya ağacı duruyor. Eya ağacından bir koyunun (derisinden yapılmış) bir avcı çantası asılıdır.

     29 (Çantanın) içinde koyun yağı bulunur, onun içinde, hayvanın doğurganlığının ve

     30 şarabın (sembolleri) bulunur. Onun içinde sığır ve koyunun (sembolleri) bulunur.

     31Onun içinde uzun yıllar ve nesiller bulunur.

     32 Onun içinde “kuzunun yumuşak haberi” bulunur, onun içinde

     33 …  insanlığın durumu bulunur, ……

     34 ve onun içinde sağ bacak bulunur, ve onun içinde

     35 bolluk, bereket ve tokluk bulunur. 

“Kaybolan Tanrı Telipinu” mitosu, mit ile ritüelin yakından bağlantılı olduğunu gösteren bir örnektir. Mitosun konusu, yukarıda da belirttiğimiz gibi, ülkeyi terk eden bereket tanrısı Telipinu’yu geri getirmek. Tanrıların öfkesi yatıştırmak ise arındırma amaçlı yapılan büyü uygulamaları ile mümkündür. Tanrıyı geri getirmek için uygulanan “büyü metotları” mitosun ritüel ile bağlantısını göstermektedir. Telipinu, metinde defalarca tekrarlandığı üzere, öfkelenip ülkeyi terk etmiştir. Ancak öfkesinin nedeni ise bilinmemektedir.

Tanrı öfkelidir, kızgındır, küskündür. Tanrı bu olumsuzluklardan kurtarılmalı ve arındırılmalıdır. Ancak o zaman amaçlarına ulaşmaları, yani tanrıyı geri getirmeleri olanaklı olacaktır. Peki bu nasıl yapılacaktır? Analoji büyüsü aracılığı ile. Örneğin aile bireyleri arasında görülen geçimsizlikten kurtulmak için yapılan ritüelde, söz konusu kişilerin geçimsizliğine yol açan öfkeleri, kötü sözleri, çeşitli büyü uygulamaları kullanılarak onlardan uzaklaştırılmakta ve istenen “arınma“ elde edilmektedir. Bu bağlamda bir insan bu şekilde arınırsa, tanrı da aynı şekilde arınabilir düşüncesi ile hareket edilmektedir:

Analoji büyüsünün;

“x’in …olduğu gibi,    y de …olsun”

şeklindeki denkleminin ikinci kısmında ulaşılmak istenen sonuç, “Telipinu’nun hiddetinin, öfkesinin, günahının ve küskünlüğünün gitmesi”dir.

“kanaldaki su nasıl geri akmazsa, Telipinu’nun, hiddeti, öfkesi ve küskünlüğü de aynı şekilde geri gelmesin” ya da

“bu ateş nasıl söndürülürse, (Telipinu’nun) hiddeti, öfkesi, ve küskünlüğü de aynı şekilde söndürülsün” gibi… 

Metnin ritüellerle ilgili kısımlarında büyü ile ilgili olarak seçilen kurban malzemelerinin de amaca ulaşmada önemli rolü vardır. Zorla getirildiği için tanrının öfkesinin daha da artacağı düşünüldüğünden onu sakinleştirmek için yağ, bal, incir gibi malzemelerle yapılan analojilerle sakinleştirme yoluna gidilmiştir:

“Bak, güzel kokulu yağı sen Telipinu’nun yollarına serptim, Telipinu, güzel kokulu ince yağ serpilmiş yollara çık” ya da

“Bak, (buraya) bir incir koy ve incir nasıl tatlıysa, Telipinu’nun ruhu da aynı şekilde tatlı olsun” ya da

“Buğday nasıl temiz ise Telipinu’nun ruhu da aynı şekilde temiz olsun” gibi…

Mit ile ritüelin iç içe olduğu bu mitosta amaca ulaşıldığı metnin sonundaki ifadeden anlaşılmaktadır:

Telipinu evine döndü, sis pencereleri terk etti, duman evi terk etti…

Artık kış bitmiş ve yaz gelmiştir.

Kaynak: Aktüel Arkeoloji Dergisi 6. Sayı

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER