Sınırların Ötesine Geçen Tanrıça Pelagia Isis

Antik Mısır inanışının en önemli simgelerinden biri Tanrıça İsis olmuştur. Tanrıçanın inanç tohumları ilk olarak Aşağı Mısır'da filizlenmiş, firavunlar hanedanlığı boyunca bu kült Mısır'ın pek çok yerine yayılmıştır. Tanrıça İsis'in ismi ilk olarak eski krallık döneminde, Sakkara'daki piramit metinlerinde (MÖ 2575-2150) geçmektedir.

Philae Tapınağı, Mısır'ın üçüncü ara dönemi Aswan Firavun zamanı

Firavunlar hanedanlığı için koruyucu bir misyon üstlenen İsis ismi, eski Mısır dilin de "taht" anlamına gelen Aset veya Eset'tir. İsis, kadim Mısır için ailenin, dengenin, kadının ve büyünün sembolüdür. Mısır panteonuna göre İsis, Gökyüzü Tanrısı Geb ile Yeryüzü Tanrısı Nut'un kızları, Osiris'in karısı, güneş tanrısı Horus'un annesidir. İsis ile ilgili anlatılar ve tanrıçaya atfedilen özellikler kült merkezlerindeki dini görevliler tarafından geliştirilmiş (Ra'nın takipçilerinin yoğun olarak yaşadığı Heliopolis kenti bu kült merkezleri arasında yer alır) ve İsis zamanla farklı tanrıçaların özelliklerini ve sembollerini de kendinde toplamıştır. Mısır'daki İsis ikonografisinde, tanrıça farklı şekillerde betimlense de en popüler tasvirlerinden biri, başında içinde disk olan boynuzları ile oturur ve emzirir biçimde olanıdır. Bu tasvirden yola çıkarak İsis'in en büyük rollerinden biri Mısır'ın önemli tanrılarından Horus'un annesi olması ve annelik rolü olmuştur. Bu role vurgu yapmak için çok sayıda İsis'in Horus'u emzirdiğini gösteren heykel, kabartma ve freskler yapılmıştır. Öyle ki sonraki dönemlerde İsis firavunların koruyucusu ve annesi rolünü de üstelenecektir. Ayrıca tanrıçanın akrep, kuş, inek ve domuz gibi hayvanlar ile de temsili yapılmıştır. İsis'in en popüler anlatılarından biri kocası (aynı zamanda kardeşi) Tanrı Osiris'i hayata döndürme hikayesidir.

Mısır'daki Isis inancının merkezi sayılan Philae Tapınağı

Mısır mitolojisine göre kötü tanrı Seth kıskançlıktan dolayı kardeşi Osiris'e bir komplo kurmuş, kardeşini bir sandığa kilitleyip, parçalara ayırmış ve Osiris'in parçalarını farklı coğrafyalara göndermiştir. İsis, kocasının parçalarını bulmak ve onu hayata döndürmek için büyük gayret harcamış ve nihayetinde bulduğu parçaları büyü yardımı ile bir araya getirerek Osiris'i diriltmeyi başarmıştır. Bu olay mumlamanın mitolojik karşılığı olarak da düşünülmektedir. İsis'in oğlu Horus ise Tanrı Seth'i mağlup etmiş ve yeryüzünün hakimiyetini babası Osiris'e vermek istemiştir. Osiris ise yeryüzündeki hükümdarlığını oğlu Horus'a bırakıp, ölüler dünyasını yönetmeye karar vermiştir. Bu hikayenin başrolünde olan Tanrıça İsis, kocasına bağlı bir eş, iyi bir anne olması ve erdemli karakteri ile Mısır toplumu için ideal kadının temsili olmuştur. Ayrıca İsis ataerkil toplumun kadına biçtiği temel görevler olan dokuma, yemek pişirme ve bira yapma gibi işleri de öğreten tanrıçadır. Mitolojide Sirius yıldızını temsil eden tanrıça, kardeşi Nephthys ile birlikte kozmik dengenin de koruyucusu olmuştur.

Tanrıça Isis'in, oğlu Horus'u emzirdiği heykel (MÖ 9-7. yüzyıl), The Walters Art Museum

Tanrıça İsis'in Firavunlar Dönemi Mısır'ı için gücü ve etki alanı tartışılamayacak kadar büyük olsa da anlatılarda kocası için savaşan bir eş, oğluna iyi bir anne ya da aileyi kutsayan kadın kavramına hapsolmuştur. Yani tanrıça, tanrılar için bir tamamlayıcı rol üstlenmiştir. Ancak ilerleyen dönemlerde tamamladığı bütün bu tanrılardan (erkeklerden) daha fazla şöhrete sahip olacak ve ismi sınırların ötesine taşınacaktır.

Pelagia Isis kabartması, Mykonos Deniz Müzesi

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 85. Sayı, “Öte Dünya, Kült ve Tarikat”

EN ÇOK OKUNANLAR

Macaristan’da Zırhı, Silahları ve Atı İle Gömülmüş Avar Savaşçısı Bulundu

Déri Müzesi'nden arkeologlar, Macaristan'ın kuzeydoğusunda, Ebes yakınlarındaki bir Erken Avar mezarında eksiksiz bir lamel zırh seti ortaya çıkardılar. Bu eser 7. yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir ve şimdiye kadar büyük ölçüde sağlam ve orijinal konumunda keşfedilen ikinci Panoniyen Avar lamel zırhıdır. İlki 2017 yılında Ebes'in sadece 16 kilometre güneyindeki Derecske'de bulunmuştu.

SON İÇERİKLER