Smyrna / İzmir Agora’sında Bulunan Osmanlı Dönemi Mutfak Kapları Hakkında

Smyrna Antik Kenti Kazıları, Doç. Dr. Akın Ersoy’un başkanlığında, 2007 yılından itibaren aralıksız bir şekilde sürdürülmektedir. Sistematik kazılarla, günümüze değin oluşan bütün kültür katmanlarının izleri, bu kazılar sayesinde gözler önüne serilmektedir. Agora’nın avlu alanını çevreleyen antik yapılar üzerindeki Osmanlı yerleşimi, buluntularıyla, özellikle 18-19. yüzyılın mutfak ve sofra kaplarına, ayrıca yeme içme alışkanlıklarına ilişkin önemli bilgiler edinmemize imkân sağlamaktadır.

Osmanlı dönemi Kütahya üretimi fincanlar

Agora civarındaki demografik yapı homojendir. Mezarlıkbaşı olarak da geçen alanda, döneminde Türk mezarlığı bulunmaktadır. Mezarlığın batısında, yani İkiçeşmelik Caddesi’ne bakan kesimde, Caves ve Bene Israel mahalleleri ile İkiçeşmelik’ten Kemeraltı’na geçişi sağlayan ve havraların yer aldığı, bugün de Havra Sokağı olarak anılan bölgede, Yahudi yerleşimi vardır. 18. yüzyılda nüfusun artmasıyla Yahudi mahalleleri, Kadifekale eteklerine doğru genişlemiştir. Kemeraltı’nın hemen üstünde, Havra Sokağı’nın kesişme noktasında yer alan Agora’nın avlu alanındaki Müslüman mezarlığının çevresinde, Müslüman, Yahudi ve Rumların birbirine komşu olduğu ve birlikte yaşadıkları anlaşılmaktadır. Agora kazı alanında ortaya çıkarılan buluntular, yaşamın nasıl idame ettirildiğini de gözler önüne serer. Bu alanda yer alan gerek işyerleri, (tahminlerimiz doğrultusunda kahvehane, züccaciye, meyhane gibi!) gerek ev, gerekse çocuk evi ya da yaşlılar evi gibi sosyal mekanlarda; yeme, içme ve mutfak malzemelerine ilişkin yoğun seramik ele geçmiştir.

Osmanlı Dönemi Sırlı ve Sırsız testiler

Agora Kazısı’nda ortaya çıkarılan seramik kapların niteliği ve niceliği de bu alanda yaşayan halkın, yaşam tarzı ve beğenisi hakkında fikir edinmemizi sağlar. Osmanlı toplumunda, bugün de çoğu evde olduğu gibi yer sofrasında bir metal sini veya ahşap tabla ya da bir sofra bezi üzerinde aynı kap içerisinden yemek yendiği bilinmektedir. Bir gelenek olarak devam eden yerde yeme kültürü, İzmir gibi kozmopolit bir kentte, Müslüman topluluğun yanı sıra ekonomik düzeye bağlı olarak Ermeni ve Musevi cemaat arasında da yaygın olduğu gezginlerin anlatımlarından anlaşılmaktadır.

Osmanlı dönemi Kütahya üretimi tabaklar

Kentte yaşayan özellikle Levanten ve muhtemelen ekonomik düzeyi yüksek halkın, Avrupa gelenekleri çerçevesinde masalarda, herkese özel, farklı servis tabaklarında yemek yediği de bilinmektedir. Agora kazılarında yoğun miktarda bulunan ve Avrupa’dan ithal edilen tabak ve fincanların çoğunluğunun takımlar halinde olması, yemeğin ister masada ister yer de Türk usulü yenilsin, sofra düzenlemesine özenildiğini düşündürmektedir. Osmanlı yerel üretim seramiklerinde de birbirine benzer tabaklar dikkati çeker. Özellikle 18. ve 19. yüzyıl Osmanlı toplumunda, zengin ve üst düzey yönetici kesimin belli alışkanlıkları ve orta sınıf halktan bu alışkanlıklar açısından ayrılan yönleri bulunmaktaydı. Daha büyük evler ve konaklarda yaşayan erk sahibi kişi ve ailelerinin kullandıkları mutfak ve sofra kapları da farklılıklar göstermekteydi.

Osmanlı Dönemi Çanakkale üretimi Tabak

Yahudi cemaatinin ilk yerleşim alanı olan ve geleneksel yaşamın yaklaşık 300 yıl devam ettiği Agora’da, özellikle Yahudilerin gerileme dönemi olarak nitelendirilen 18. yüzyıldan itibaren halk yoksullaşmaya başlamıştır. Agora’daki buluntular değerlendirildiğinde, dönemi için orta halli halkın kullanabileceği, çeşitli seramiklerle günlük hayatın idame ettirildiği bir tablo ortaya çıkmaktadır. Osmanlı yerli üretim seramikleri ile Avrupa’dan ithal örneklerin bir arada kullanıldığı bu alanda, dönemi için pahalı olmayan, her kesimin rahatlıkla temin edebileceği örneklerin olması, ekonomik düzey ile bağlantılı olmalıdır.

İthal Serigrafi baskılı tabak

Nitekim, tereke defterlerinde zengin ve mevki sahibi kişilerin mal beyanları yapılırken değerli kap türü olarak İznik seramiklerinin sayıldığı ya da gümüş tabak, çanak, sürahi, cezve, çatal, bıçak, kaşık, sini, testi vb. malzemelerden bahsedildiği görülmektedir. Ancak Smyrna Agorası’nda, tereke defterlerinde bahsi geçen ve lüks olarak nitelendirebileceğimiz malzemelerin bulunmadığı dikkati çeker.

Agora’da bulunan Kütahya, Çanakkale ve İstanbul ile yerel üretim merkezlerine (Gökeyüp, Menemen gibi) ait çok sayıdaki tabak, çanak, kâse, güveç, tava, fincan, mangal, maltız (ısıtma kabı), kandil, şamdan ve havruzlar (lazımlık), irili ufaklı boyutlarıyla çeşitlilik sunar. Bu kapların daha düşük alım gücüne hitap eden örnekler olması dikkat çekicidir. Alanda bulunan Avrupa seramiği de, özellikle serigrafi (transfer) baskılı örnekler, fabrikasyon üretimidir ve dönemi için nispeten ucuz mallardır. Ayrıca, Avrupalı seramik üreticileri Osmanlı piyasasına uygun ucuz, düşük kaliteli üretimler yapmışlar, bunları kendi iç piyasasına sunmadan, Anadolu’ya göndermişlerdir. Agora’da bu üretimlere dair örneklerin de olması, bölgede oturan insanların alım gücü hakkında da önemli bilgiler verir.

İthal Seramik İtalya üretimi Mermer Dekorlu kap

Kazılarda ortaya çıkarılan metal, cam, kemik gibi farklı malzemeli objeler de bu görüşlerimizi destekler niteliktedir. Ayrıca, civarda yer alan ticaret hayatıyla ilgili bilgiler de ekonomik düzeyi belirleyecek bilgiler içerir. Çınar Atay, Büyük Leblebici Hanı, Kiraz Hanı, Yemişçizade Hanı, Paşa Hanı, Güven Hanı ve Menzil Hanı gibi Mezarlıkbaşı civarında kurulmuş hanlarda, daha düşük gelire sahip insanlara yönelik satışların yapıldığını ve satışı yapılan ürünlerin de birinci kalite olmadığını belirtir.

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 89. Sayı “Osmanlı’da İzmir Tanıklığı”

 

Kaynakça

 

Atay 2003                               Ç. Atay, “Kapanan Kapılar”, İzmir Hanları, İzmir.

Beyru 2000                             R. Beyru, 19. Yüzyılda İzmir’de Yaşam, İstanbul.

Ersoy 2015                              A. Ersoy, Büyük İskender Sonrasında Smyrna (İzmir), İBB Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Yayınları, İzmir.

Ersoy 2017                              A. Ersoy, Antik Dönemden Osmanlı Dönemine: Smyrna/İzmir Kemik Objeleri, Ege Yayınları, İstanbul 2017.

Faroqhi 2008                           S. Faroqhi, Osmanlı Dünyasında Üretmek, Pazarlamak, Yaşamak, (Çev: Gül Çağalı Güven, Özgür Türesay), III. baskı, İstanbul.

Gök 2013                                S. Gök, “Akdeniz Ticaretinin Önemli Belge Buluntuları: Seramikler”, Sanat Tarihi Dergisi, XX/2, Ekim 2011, İzmir, 61-100.

Gök 2015                                S. Gök, Smyrna (İzmir) Agorası’nda Osmanlı İzleri. Kütahya Seramikleri (2007-2014 Kazı Dönemi), İBB Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Yayınları, İzmir.

Gök 2017                                S. Gök, “Osmanlı ve Avrupa Seramikleri Üzerinden Bir Okuma: Smyrna (İzmir) Agorası’ndaki Osmanlı Yerleşiminden Mutfak Kapları ile Günlük Yaşam Objeleri”, Smyrna/İzmir Kazı ve Araştırmaları II, Editörler: Burak Yolaçan, Gözde Şakar, Akın Ersoy, Ege Yayınları, İstanbul 2017, 117-165.

Gürler/Ersoy/Çelik-Ersoy 2016

Gürler, A. Ersoy, G. Çelik Ersoy, İzmir’in Osmanlı Dönemi Tanıkları. Smyrna/İzmir Agorası’ndan Cam Objeler, İBB Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Yayınları, İzmir.

Özkaya 2010                           Y. Özkaya, 18. Yüzyılda Osmanlı Toplumu, 2. Baskı, İstanbul.

Yaranga 2002                          O. Yaranga, XIX. Yüzyılın İkinci Yarısında Fransız Gezginlerin Anlatımlarında İzmir, (Çev. Gürhan Demir), 2. Basım, İzmir.

Zorlusoy 2013                         H. Zorlusoy, (XVII. Yüzyıldan Günümüze) Fransız Gezginlerin Gözüyle İzmir, İBB Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Yayınları, İzmir.

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER