Sadece Uluburun Batığında Bulunan Eserler Şimdi de Kıbrıs'taki Bir Mezarda Ortaya Çıktı

Arkeologlar, Kıbrıs'taki Hala Sultan Tekkesi antik kentinin bulunduğu yerde, 3 bin yıl öncesine, Tunç Çağına tarihlenen kurşun tekne şeklinde beş ilginç nesne buldu. İlginçtir ki, benzer eserler daha önce sadece ünlü Uluburun batığında bulunmuştu.

VV, XX, YY, ZZ ve AB Oda Mezarları Kazı sırasında Doğu ve Batı, eserler daire içinde. ©Peter M. Fischer and Rainer Feldbacher / Lucia Avial Chicharro

Eserler iki farklı yerde keşfedilmişlerdir: dördü “Mezar ZZ” olarak adlandırılan bir oda mezarda, beşincisi ise kentin depolarından biri olduğu düşünülen bir odada ortaya çıkmıştır. Hepsi kurşundan yapılmıştır ve sivri veya yuvarlak uçları ve bazı durumlarda delikleri veya olukları ile açıkça tekne benzeri bir şekle sahiptir.

VV, XX, YY, ZZ ve AB Oda Mezarları Kazı sırasında Doğu ve Batı, eserler daire içinde. ©Peter M. Fischer and Rainer Feldbacher / Lucia Avial Chicharro

Araştırmacılar bu eserlerin kompozit yemlerin, yani balıkları çekmek için kurşunun ağırlığını metal kancalarla birleştiren balıkçılık araçlarının bir parçası olduğuna inanıyor.

Hala Sultan Tekkesi'nin drone ile çekilmiş fotoğrafı. ©Peter M. Fischer

Hala Sultan Tekkesi, MÖ 1630 ve 1150 yılları arasında, günümüzde Larnaka Tuz Gölü olan korunaklı bir koyun yanında yer alan müreffeh bir şehirdi. Bu ayrıcalıklı konumu ve bakır üretimi onu Geç Tunç Çağının Akdeniz'deki en önemli ticari merkezlerinden biri haline getirmiştir.

Ancak ticaretin ötesinde, sakinleri, bölgede bulunan kefal ve orfoz gibi çok sayıda balık kalıntısının da doğruladığı gibi, yiyecek için denize güveniyorlardı.

Eğer bu küçük kurşun tekne şeklindeki nesneler yem ise, o zamanın balıkçılarının zaten gelişmiş teknikler kullandıkları anlamına gelir. Kurşun, yeni cilalandığında su altında küçük bir balık gibi parlayarak avı kendine çekerken, delikler ve oluklar da kancaların bağlanmasına olanak sağlıyordu.

Kurşun nesneler. ©Lucia Avial Chicharro and Peter M. Fischer

Araştırmacılar bu nesnelerin tekne şeklinin özel bir anlamı olup olmadığını merak ediyor. Basitçe işlevsel bir tasarım olabilir, ancak dönemin balıkçı teknelerine, hatta Tunç Çağında Doğu Akdeniz'de çok yaygın olan “br” adı verilen bir tekne türüne atıfta bulunması da mümkündür. Levanten kökenli bu tekne türü hafif ve çok yönlü olup balıkçılık ve yerel taşımacılık için idealdi.

En şaşırtıcı olanı ise, şimdiye kadar bilinen tek benzer objenin, Kıbrıs eserlerinin bulunduğu ZZ Mezarı'nın kullanımda olduğu dönemde, MS 1320 yılı civarında günümüz Türkiye kıyılarında batan bir ticaret gemisi olan Uluburun batığından gelmiş olmasıdır.

Araştırmacılar, bu gemiler muhtemelen ortalama 3 deniz mili gibi mütevazı bir hızla seyrettiğinden, bu hızın olta takımlarını su altında tutmaya yetecek kadar yavaş olduğunu söylüyor.

Alternatif olarak, olta takımı dengelenip denize atılmış ve bir balık kancayı ısırana kadar bir tekneden veya kıyıdan yavaşça sürüklenmiş olabilir. Bu alternatifler, tekne şeklindeki bu nesnelerin dip balıkçılığı için basit batırıcılar olma olasılığını ortadan kaldırıyor ve bunun yerine kompozit yemler olarak düşünülmesi gerektiği sonucuna varıyorlar.

Takılı olta kancaları ile iki yem türünün olası rekonstrüksiyonu. ©Peter M. Fischer

Mezar ZZ'de bulunan dört yem, yetişkin bir erkek ve kadına ait kalıntıların yanında, balıkçı olduklarını gösterebilecek seramik, silindir mühür ve tunç kanca gibi diğer nesnelerle birlikte bulunmuştur. Beşinci yem, balıkçılık malzemeleri için bir depolama alanı olabilecek bir yerde, muhtemelen ağlar için kullanılan taş ağırlıklarla çevrili olarak bulunmuştur.

Kaynak: La Brújula Verde Magazine Cultural Independiente

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER