Hititlerde Aile Kurumunun Yapılanması

MÖ 1900’lerden itibaren Orta Anadolu’da Asurlu tüccarlar tarafından yazdırılmaya başlanan Eski Asur kaynaklarıyla, 1650’lere ait Hitit başkenti Hattuša-Boğazkale’de ele geçen kil tabletlerde Eski Anadolu kavimlerinin kızı dağa kaçırma gibi ilkel aile yapısını çoktan gerilerde bıraktıkları ve yasaların ve örf adetlerin belirlediği karşılıklı anlayış özelinde evlendikleri, aile kurdukları ve çocuk yaptıkları açıkça görülür.

Çok geniş anlamda karşı cinsler arasında tek bir kişiyi eş olarak seçerek ailenin temelini atma yöntemi olarak bilinen kurumun tarihin hangi evresinde doğup geliştiği kesin olarak bilinmemektedir. Bu ancak ve ancak yazılı metinler yardımıyla öğrenilebilir ki, onlar da prehistorik dönemlerde eksiktir! Son zamanlarda yapılan araştırmalara inanılırsa “sosyolojik monogami” denilen oluşumun bilhassa memeliler ve primatlar arasında 16 milyon yıldan beri yaygınlaştığı anlaşılmaktadır. Yöntemin insan toplumları arasında çıkış nedenleri araştırılırken çocuk öldürmelerine (infanticide) engel olma kaygısı öne çıkarılmıştır, zira aynı kadını paylaşan hasım erkekler dişiyi sadece kendi dölleriyle gebe kılabilmek uğruna karşıtlarından doğan çocukları hemen öldürüyorlardı. Bu ise sütü kesilen kadına hiç vakit kaybetmeden yeni erkeğinden gebe kalabilme olanağı sağlıyordu. Böyle bir davranış şekli insanda sürekli eş benimseme ve kıskanma duygularının daha o dönemlerde var olduğunu kanıtlamaktadır ki, bu da gayet mümkündür. Benzer duygular, daha doğrusu alışkanlıklar maymun ve ördekler gibi bazı hayvanlarda olur da insanda niye olmasındı? İşin magazin yanı bir tarafa, insanların ilk kez yerleşik hayata geçtikleri ve ev bark kurdukları Neolitik Çağda aile kuruluşunun oluşması yolunda tüm ön koşulların birer birer doğduğu ve bir araya gelişi çiftlerin ortak bir çatı altında yaşama olanağı verdiği kesindir.

Araştırmacılar evlenme olgusunun teorik olarak üç tarihi evreden geçtiğinden söz ederler:

(1) Kızı kaçırmak suretiyle ona kaba güçle sahiplenme, (2) Kadını para veya takas karşılığı satın alma ve (3) Yasaların ön gördüğü biçimde, kontrata benzeyen anlaşmayla yapılan evlilik.

MÖ 1900’lerden itibaren Orta Anadolu’da Asurlu tüccarlar tarafından yazdırılmaya başlanan Eski Asur kaynaklarıyla, 1650’e ait Hitit başkenti Hattuša-Boğazkale’de ele geçen kil tabletlerde Eski Anadolu kavimlerinin kızı dağa kaçırma gibi ilkel aile yapısını çoktan gerilerde bıraktıkları ve yasaların ve örf adetlerin belirlediği karşılıklı anlayış özelinde evlendikleri, aile kurdukları ve çocuk yaptıkları açıkça görülür. Gene de dara düşüldüğünde başvurulan bu yöntemin izleri şurada burada kalmış ve günümüze dek bile süregelmiştir. Kim bilir, belki de erkek sadece bu yöntemle ne olduğunu aşağıda açıklayacağımız fahiş başlık parası ödemekten kurtuluyor, en azından eşlerden birisi beğenerek “sevgi ve aşk” esasına dayalı gerçek evliliğin tadına bakabiliyordu.

Tabii ki, burada etken ve yegane avantajlı olan, erkeğin ta kendisidir. Yasalar kız kaçırmayı hayvanlara özgü ilkel bir davranış biçimi olarak yasaklanma gereği duymuştur. Dahası da var; bir kadını kaba güçle kaçıran kişinin peşinden suçluyu ve kızı yakalamak amacıyla takipçiler giderler ve çıkabilecek çatışmada üç veya iki adam ölürse, bunun tazminatı olamaz, çünkü devlet böylesi bir ilkel pervasızlığı sadece “kurtlara” özgü bulmakta, bulaşanları insan yerine koymamaktadır (madde 37). Burada devletin kendisinden habersiz ve tek taraflı özel hukuk arama yollarını tasvip etmediği anlaşılmaktadır. Yuva kurarken izlenen her üç aşamada da kadın veya erkeğin “aşk” tutkusu ve arzusuna asla yer olmadığına imada bulunduk, zira aşağıda göreceğimiz üzere evlenme mal satın almaya dayanan sıradan bir iş anlaşmasından farkı yoktur! Ama anaerkil toplumlarda bu gelişme mutlaka farklı bir yol izlemiş, kadının bir bakıma kurumsallaşmış istekleri, beğenileri veya tercihleri öne çıkarılmış olabilirdi, ama ayrıntıların neler olduğunu belirlemek ne yazık ki mümkün değildir. Dediğimiz gibi kadın Neolitik devirde “ev”de veya kulübede kalmaya ve ocak başında oturup aile ocağının dumanını tüttürmeye mahkum olmaya devam etti, ev ya da bağ bahçe işleri gibi eve yakın ve fazla kas gücü gerektirmeyen işlerle uğraştı durdu…

Devamı: Aktüel Arkeoloji Dergisi 105. Sayı Aile Üzerinden Toplumu Okumak: Arkeolojinin Yeni Yaklaşımları

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER