Köle ile Efendi

- Köle! Dinle beni!

- Buradayım efendim, buradayım.

- Çabuk, ellerime su dök! Bana yemek getir!

- Yiyin efendim, yiyin. Yiyip içmek kalbe iyi gelir.

Solda: Assur İmparatorluğu’nun başkenti Ninova’da yer alan Aşurbanipal Kütüphanesinde MÖ 7. yüzyıla tarihlenen ve aralarında ünlü Gılgamış Destanı’nın da bulunduğu binlerce kil tablet parçası ele geçmiştir. Bu metinde yararlanılan kil tabletlerden bi

 

Çevirenler: Selim Ferruh Adalı ve Ali Turan Görgü

- Köle!

- Geldim efendim, buradayım.

- Çabuk bana atlı arabamı getir ve koşumları bağla. Saraya gideceğim.

- Gidin efendim, gidin… sizin için iyi olur. [Kral] sizi görür.

- Hayır köle! Ben saraya gitmeyeceğim.

- Gitmeyin efendim, gitmeyin. Giderseniz, [Kral] sizi bir yere gönderir… Yolda başınıza bir iş gelir.                                                                                             

                                                               *** ***   ***  

- Köle! Dinle beni!

- Buradayım efendim, buradayım.

- Çabuk, ellerime su dök! Bana yemek getir!

- Yiyin efendim, yiyin. Yiyip içmek kalbe iyi gelir.

- Güneş Tanrısı Šamaš, temiz ellerinize eşlik eder.

- Hayır köle! Yemek yemeyeceğim.

- Yemeyin efendim, yemek yemeyin. Açlık da tokluk da; susamak da su içmek de insana iyi gelir.

                                               ***   ***   ***

- Köle! Dinle beni!

- Buradayım efendim, buradayım.

- Çabuk bana atlı arabamı getir! Koşumları bağla! Ovaya süreceğim.

- Sürün efendim, sürün. Avlanan karnını doyurur. Av köpekleri avın kemiklerini kırar, avcının                                      şahini yuva yapar.    

- Hayır köle! Ben ovaya sürmeyeceğim.

- Sürmeyin efendim, sürmeyin. Avcısınız siz; başka bir talih çıkar karşınıza. Ya av köpeğinin dişi kırılsa. Şahininiz yuvada dursun. Bozkır da yaban eşeğine kalsın.

 

- Köle! Dinle beni!

- Buradayım efendim, buradayım.

- Yuva kurup çocuk yapacağım.

- Yapın efendim, yapın.

                                                       ***   ***   ***

- Köle! Dinle beni!

- Buradayım efendim, buradayım.

- Bir isyan çıkaracağım.

- Çıkarın efendim, çıkarın. İsyan çıkarmazsanız, kılık kıyafetiniz nereden gelecek? Karnınız     nasıl doyacak?

- Hayır köle! İsyan çıkarmayacağım.

- İsyan çıkaran ya öldürülür, ya derisi yüzülür; ya yakalanır hapse atılır, ya da gözleri oyulur

                                                    ***   ***   ***

- Köle, dinle beni!

- Buradayım efendim, buradayım.

- Bir kadına âşık olacağım.

- Olun efendim, âşık olun. Bir kadını seven adam, kederi ve korkuyu unutur.

- Hayır köle, bir kadına âşık olmayacağım.

- Olmayın efendim, âşık olmayın. Kadın bir çukurdur; bir çukur, bir delik, bir hendektir. Kadın, erkeğin boğazını kesen keskin bir hançerdir.

                                                   ***   ***   ***

- Köle, dinle beni!

- Buradayım efendim, buradayım.

- Çabuk, ellerime su dök! Ki tanrıma kurban sunayım.

- Sunun efendim, kurban sunun. Tanrısına kurban sunan adamın kalbi yumuşar. Kendine güveni gelir.

- Hayır köle! Tanrıma kurban sunmayacağım.

- Sunmayın efendim, kurban sunmayın.

- Tanrı peşinizden köpek gibi koşsun. Ne ayin yapın, ne tanrıya yakarın, ne de ondan bir şey dileyin.

                                                   ***   ***   ***

- Köle, dinle beni!

- Buradayım efendim, buradayım.

- Borç para vereceğim.

- Verin efendim, borç verin. Borç para veren adamın tahılı bitmez; tahıl faiziyle gelir.

- Hayır köle, borç para vermeyeceğim.  

- Vermeyin efendim, borç vermeyin. Borç vermek bir kadına âşık olmak gibidir; geri almak ise çocuk yapmak gibi. Tahılınızdan yerler, oturur kalkar size küfrederler. Tahılın faizini ödemezler. Tahılınız da boşa gider.

                                                   ***   ***   ***

- Köle, dinle beni!

- Buradayım efendim, buradayım.

- Halka borç olarak yiyecek içecek vereceğim.

- Verin efendim, borç olarak verin. Halka borç olarak yiyecek veren adamın tahılı çok olur.

- Hayır köle! Halka borç olarak yiyecek vermeyeceğim.

- Vermeyin efendim, borç vermeyin, tahılınızı yerler, faizini ödemezler. Tahılınız da boşa gider. Üstüne üstlük oturur kalkar küfrederler.

                                                    ***   ***   ***

- Köle, dinle beni!

- Buradayım efendim, buradayım.

- Ülkeme bir yardım yapacağım.

- Yapın efendim, yapın. Ülkesine yardım yapan adamın yardımları Marduk’un yüzüğüne yazılır.

- Hayır köle, ülkeme yardım yapmayacağım.

- Yapmayın efendim, yapmayın. Eski höyüklerin üzerine çıkın ve yürüyün, etrafta topraktan fırlamış iskeletleri görün. Kötülük gören de, yardım alan da, iyilik gören de ordadır.

                                               ***

- Köle, dinle beni.

- Buradayım efendim, buradayım.

- Öyle de olur, böyle de olur. O zaman nedir iyi olan?

- Benim boynumu ve sizin boynunuzu kırdırtmak sonra da nehre atılmak, iyidir. Ne göğe değecek kadar boyumuz uzun ne de yerin altını kaplayacak kadar gövdemiz büyük. Biz kimiz ki?

- Hayır köle, seni öldüreceğim ve hemen yeraltına göndereceğim.

- Tabii efendim ama benden sonra üç gün bile yaşayamazsınız.  

 

Bu hikaye Yeni-Asur dönemine ait dört nüsha ve Yeni-Bâbil dönemine ait bir nüshadan çevrilmiştir. Bazı bölümler eksiktir veya bozulmalardan dolayı tam olarak anlaşılamamaktadır. Bu bölümler çevrilmemiştir.

G. Lambert, Babylonian Wisdom Literature, Eisenbrauns, Winona Lake, Indiana, 1996 (Oxford University Press, 1960): 139-149.

EN ÇOK OKUNANLAR

Macaristan’da Zırhı, Silahları ve Atı İle Gömülmüş Avar Savaşçısı Bulundu

Déri Müzesi'nden arkeologlar, Macaristan'ın kuzeydoğusunda, Ebes yakınlarındaki bir Erken Avar mezarında eksiksiz bir lamel zırh seti ortaya çıkardılar. Bu eser 7. yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir ve şimdiye kadar büyük ölçüde sağlam ve orijinal konumunda keşfedilen ikinci Panoniyen Avar lamel zırhıdır. İlki 2017 yılında Ebes'in sadece 16 kilometre güneyindeki Derecske'de bulunmuştu.

SON İÇERİKLER