Knidos Aslanı

Knidos Aslanı Knidos’un nekropol alanında British Museum adına, 1858 yıllında, ilk kapsamlı ve planlı kazıları gerçekleştiren konsolos yardımcısı Sir Charles Thomas Newton tarafından bulunmuştur. Newton’un, İngiliz Kraliyeti tarafından emrine verilen bir harp gemisi, yedi mürettebatı ile Knidos’a geldiği bilinmektedir.

Knidos Aslanı - British Museum

Osmanlı yönetiminin izni ile sürdürülen çalışmalarda kentin önemli anıtlardan ele geçen değerli eserlerin büyük bir kısmını Londra-British Museum’a götürülmüştür. Bu önemli eserlerden biri de Knidos aslanıdır. Knidos aslanı bugün, İngiltere (Londra)’de bulunan British Museum’un ana giriş kapısının açıldığı büyük avlunun (Wolfson katı-kuzey) hemen başında bu devasa ve görkemli aslan sergilenmektedir. Bir başka deyişle, müzeye gelen ziyaretçileri “Hoş geldiniz!” dercesine karşılar pozisyondadır.

Orijinalde Dorik düzende inşa edilmiş mezarın piramidal çatısı üzerine yerleştirilen heykel, 2.89 metre boyunda, 1.82 metre yüksekliğindedir. İnce kristalli Atina’daki Pentelikon yataklarından gelen Pentelik mermerinden yontulmuştur. Olasılıkla bir deprem ya da uzun yılların olumsuz doğal tahribatlara bağlı olarak anıtsal yapının piramidal üst kısmından düşen aslan, çene ve ön bacakları kırık halde bulunmasına rağmen iyi korunmuş durumdadır. Hava şartları nedeniyle yüzeyinde bazı aşınmalar bulunmaktadır. Aslan, eklemlerden bükülen bacakları üzerinde oturur vaziyettedir. Başı sağa doğru çevrilmiştir.

Taşıma kolaylığı sağlamak ve ağırlığı azaltmak için aslanın karın bölgesi içi oyularak boş bırakılmıştır. İlk bakışta yok gibi görünen kuyruk, aslanın arka bacaklarının alt kısmından geçerek arka-sağ bacağının üzerinde kıvrılmış şekildedir. Kuyruk ucundaki yoğun ve kalın tüyler, kalın ve derin çizgilerle gerçeğe yakın şekilde detaylandırılmıştır. Oturma pozisyonuna bağlı olarak; pelvis (leğen kemiği) ve tibia’nın (kaval kemiği) ovalleşerek çıkıntı yapmaları anatomiye uygun şekilde yontulmuş olup, talus (aşık kemiği), calcaneus (topuk kemiği) ve phalanx (parmak kemiği) stilize bırakılmıştır. Kulak ve yele olması gereken yerlerde yapılarak anatomiye uygunluk sağlanmıştır. Yele, hareket halinde/ dağınık değil, kümülatif biçimde taranmış gibi tertipli ve yoğundur. Baş kısmında yoğun şekilde olan yele, scapula (kürek kemiği) hizasına doğru azalarak devem etmekte ve ters üçgen formu alarak sonlanmaktadır. Geri kalan ince ve kısa tüyler tüm vücut yüzeyini kaplayan şekilde detaysız yapılmıştır. Sağ yöne çevrilen baş kısmının yaptığı hareket dolayısı ile atlas (birinci omur) kemiğinin etrafındaki derinin toplanması ve rib (kaburga) kemiklerinin yaptığı hafif yukarı çıkıntı, kas-deri-iskelet sistemi detayının başarılı şekilde verildiğinin göstergesidir. Bu gibi küçük ayrıntılara dikkat edilmesiyle ‘Knidos aslanı gerçek bir aslanın anatomik özelliklerini yansıtacak şekilde heykeltıraşın taşçı kaleminden ortaya çıkmıştır…

Devamı; Aktüel Arkeoloji Dergisi 99. Sayı “Anadolu’nun Kültürel Zenginliği”

EN ÇOK OKUNANLAR

Tarlada Yürüyüş Yapan Kadın 2150 Gümüş Sikke Buldu

Prag'ın güneydoğusundaki Kutnohorsk kentinde tarlada yürüyüş yapan bir kadın, çiftçilik faaliyetleri sırasında yüzeye çıkan birkaç gümüş sikkeye rastladı. Çek Cumhuriyeti'nde şimdiye kadar bulunan en büyük erken ortaçağ sikke istifini açığa çıkardığının farkında değildi.

SON İÇERİKLER