Ahmet Bilgin Turnalı

İstanbul’da, Eyüb’de büyük dedesi Klâsik Türk Müziği’nin son büyük bestekârı sayılan, Bahariye Mevlevî-hânesi’nin kudümzenbaşısı Zekâi Dede Efendi’nin konak yavrusu, üç katlı ahşap evinde doğdu. İlk eski eser koruma zevkini, Mevlevî toleransıyla dolu bu atmosferden edindi.

İlk ve Orta tahsilini İstanbul’da, yükseköğretimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde  (Finans Bölümü)  tamamladı. Maliye Bakanlığı’nda stajını tamamladıktan sonra, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişi sıfatıyla Devrim soruşturmalarında bulundu. Yedek subaylığını Tuslos 67’nci Müfreze Tercümanı olarak bitirdi, terhisini müteakip devlete yeniden dönmedi.

Uluslar arası faaliyette bulunan iki büyük holdingde Finansman uzmanlığı ve Genel Direktör yardımcılığı yaptı. Bu süre zarfında yurt içinde ve dışında birçok seminer, konferans ve eğitim aktivitelerine katıldı. Türkiye’yi en ücra köşelerine kadar gezdiği gibi, dış ülkelere de sayısız iş için ve özel ziyaretlerde bulundu. 52 yıllık bir mesai döneminin ardından ikinci emekliliğini idrak ederek hobilerine önem verdi.

Turizm Bakanlığı’nın açtığı 1968-69 kursunu birincilikle bitirdikten sonra, müteakip 1973 kursunda Ana Meslek Dersi Öğretmenliği yaptı. 100’e yakın genç rehber adayını yeni bir anlayışla ve onların tuttuğu otobüslerle, İstanbul’da aylarca tarihî topoğrafya dersleri vererek gezdirdi ve onları başarıyla mezun etti.

Kendi kursunda Bizans ve Türk-İslâm Sanatları hocası olan Prof. Dr. Semavi Eyice’nin yönlendirmesiyle, o sıralarda asistan sıkıntısı çeken değerli profesörün iki yıl kadar gayriresmî asistanlığını yaparak İstanbul’u karış-karış dolaştı ve sayısız fotoğraflar çekerek kapsamlı raporlar hazırladı. Çalıştığı yabancı şirketin ona verdiği yüksek ücret nedeniyle, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne giriş olanağı bulamadı.

Holdinglerin mensubu iken, tatillerde ve izinlerinde daha çok yabancı bilim adamları ile “özel” turlar yaparak arazi üzerinde bilgi ve eğitimini tamamladı.

A.B.Turnalı, 50 yıldır her sene yenilenen kokartını muhafaza etmekte, kültürel geziler ve eğitim konuşmaları yaparak gerek İRO(İstanbul Rehber Odası) çatısı altında, gerek Arkeo-Pera’da ve bazı kültür derneklerinde çalışmalarına devam etmektedir. Eyüp Belediyesi’nin düzenlediği Kültür ve Sanat Sempozyumlarına da tebliğleri ile katılmaktadır.

Vakıflar, Türk Dünyası Araştırmaları, Arkeoloji ve Sanat Dergileri ile günlük gazetelerde birçok araştırması ve üç kitabı yayınlanmıştır. Ahmet Bilgin Turnalı,Bizans Sanat Tarihçi eşi Esin Turnalı’nın eksilmeyen desteğine ve şimdilerde paramedikal ilaçların ithalâtı ile uğraşan  Şamil Turnalı adında bir erkek çocuğuna sahiptir.

Yazarın Son İçerİklerİ

St. Paul (Aziz Paulus) Bir Roma Ajanı Mıydı?

Eğer Aziz Paulus’un inatçı gezileri ve ısrarlı vaazları olmasaydı Roma âleminde yeni yeni gelişen Hristiyanlık belki de Mithra dinine yenik düşecekti.

2022-07-13 16:52:56

Yedi Uyurlar Efsanesi Hakkında Bir Sentez Denemesi

Yedi Uyurlar Mağarası Kur’an’da 18. Kehf (=Mağara) Sûresi’nin 17. âyetinde geçer. Burada bahis konusu gençlerin isimleri verilmemiştir. Uyku süresi 300 yıl + Şemsî – Kamerî farkı 9 yıl = 309 yıl olarak geçiyor. Olayı rivâyet edenlerden İbn Abbas” gerçek süreyi yalnız Allah bilir” demektedir. Gençlere “Ashâb-ı Kehf = Mağara Yarânı” adı verilmiştir. Târih eserleri ve tefsirlerde çeşitli rivâyetler vardır ve gençlerin isimleri de farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır.

2022-06-13 13:56:48

Bizans Resim Sanatında Deesis Sahnesi

Önce bu konuyu niçin seçtiğimi açıklamam gerekiyor sanırım. Uzun rehberlik yıllarım boyunca, gerek Kapadokya kiliselerinde (Göreme, Ihlara, v.b.), gerekse kentlerimizdeki Doğu Roma İmparatorluğu (öğretim yöntemleri sevkiyle Bizans diyoruz) çağından kalma Hristiyan mâbedlerinde (Ayasofya, Kariye, v.b.) karşımıza çıkan bu sahneler yüzünden, gezdirdiğim değişik kesimlerden gelen yerli turistlerin yönelttiği sayısız sorularla karşılaşmışımdır.

2022-06-03 10:15:05

Haçlı Şövalyeler Doğuda En Çok Kimlerden Etkilendi?

Dürzîlik hakkındaki bilgimiz, Nusayrîlerle karşılaştırılırsa maalesef pek azdır 1. Merhûm hocamız böyle diyorsa da, yüzyıllar boyunca gizemini korumuş olan Dürzîlik, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın Suriye seferi sırasında (1831-1838) Vâditteym’de (=Şûf) onları mağlup edince, Mısır askerlerinin korunaklı yerlere girerek çok sayı da kitaplarına el koyması sâyesinde nispeten açığa çıkmış sayılabilir 2.

2022-05-05 10:47:02

DİĞER YAZARLAR