KIRLARIN YABANIL RUHU KEÇİ - PAN

Doğanın sarhoş edici, şehvet kabartıcı sesine kulak vermenin vücut bulmuş halidir keçi... Abartılı cinselorganlarıyla bilinen ve bir çeşit kır cini olan Satyrler ya da onlarla çokça benzeşen orman cinleri Faunuslar, keçi bedenleriyle aslında doğayı temsil eder ve korurlar.

Her ne kadar evcilleÅŸtirilerek kültüre dahil edilmiÅŸ hayvanlardan biri de olsa çetin yamaçların yol bilicisi, dikenli çalılara, uçurum otlarına iÅŸtahı kabaran, kokusu ve görünümüyle hep kırlara ait olan keçi, bu özellikleriyle mitoslara da konu olmuÅŸtur. Pan belki de bunun en güzel örneÄŸidir. Kırların, çobanların sevgili tanrısı olmakla birlikte, Pan, arzuyu, kontrolsüz cinsel isteÄŸi, ÅŸehveti ve doÄŸanın karanlığını da simgeler. Mitoslarda terbiyeden, edepten yoksun, dizginlenemez cinsel iÅŸtahıyla tasvir edilen Pan, keçi görünümlü yarı hayvan yarı insan ilahlardandır. Kokar, terler, arzusu uÄŸruna komik durumlara dahi düşer, hatta ölür. DiÄŸer tanrıların dokunulmaz tasvirlerine karşın Pan’ın tüm kusurlarıyla ortalıkta dolaÅŸması, yabana ait oluÅŸunun sonucudur. O süslenip giydirilemez, yıkanıp paklanamaz, kıllı, toynaklı bir kır hayvanıdır, lakin tanrıdır. Tom Robbins’in Parfümün Dansı romanında dünya iÅŸlerine, hırsa ve maddiyata kendini kaptıran, süslü ilahlara aldanan insanların onu unutuÅŸuyla Pan yeryüzündeki varlığını da yitirir. Çünkü inanılmayınca yok olan ölen bir tanrıdır Pan. Onu çağıran olmadıkça varlığının da anlamı olmayacaktır. Bu imgeyle Pan ile insan arasındaki mesafe, doÄŸayla kültür arasındaki mesafenin tam karşılığıdır. Pan varoluÅŸuna uygun olarak Dionysos kültüne dair olan bir tanrıdır yani “ayak takımındandır”. Tıpkı ÅŸarabın ve esrimenin tanrısı Dionysos gibi ve tabii onun baÅŸlıca müridi Satyrlerdir. Dionysos da Pan gibi pek çok defa keçi ayaklı resmedilmiÅŸtir. Onun adına düzenlenen bayramlarda kırlarda bir araya gelenler ÅŸarap içip kendilerinden geçerlerken, daÄŸlardaki keçiler gibi evcilliÄŸi de terk ederler. DoÄŸanın sarhoÅŸ edici, ÅŸehvet kabartıcı sesine kulak vermenin vücut bulmuÅŸ halidir keçi. Abartılı cinsel organlarıyla bilinen ve bir çeÅŸit kır cini olan Satyrler ya da onlarla çokça benzeÅŸen orman cinleri Faunuslar, keçi bedenleriyle aslında doÄŸayı temsil eder ve korurlar. Pan’ın Roma mitolojisindeki karşılığı Faunus, adından mülhem hayvanlar âlemini tümüyle kapsayan bir ilahtır. Öte yandan bambaÅŸka bir coÄŸrafyada ve farklı bir kültürün ürünü olan Slav mitolojisinde de orman ruhları Ljeschieler yine keçi görünümleriyle dikkat çekerler. Boylarını istedikleri gibi uzatıp kısaltabilen Ljeschieler, bir çalının ardında saklanabilecek kadar kısalabilir, ormanlarda ise dev aÄŸaçlara uzanacak kadar boylanabilirler. İskandinav mitolojisinde söylenceye göre vaktiyle tanrıların en yücesi olan Thor’un göksel arabasını keçiler çeker. Thor ne zaman acıksa arabasını çeken keçileri yer, fakat doyar doymaz onları tekrar canlandırabilir. Bu iÅŸin sırrıysa kesip piÅŸirdiÄŸi keçilerin kemiklerine ve derisine asla el sürmemeleridir. Bir gün Thor, bir köy evinde misafirken yine keçiler kesilip piÅŸirilir ancak köylünün çocukları bilmeden kemikteki iliÄŸi de mideye indirince iÅŸler tersine döner. Thor iki keçiyi canlandırabilir ama onları sakat kalmaktan kurtaramaz. Böylece keçiler doÄŸaya salınır, köylünün çocukları da onların yerine Thor’un arabasını çekmekle yükümlü kılınır.