Arama Sonuçları

Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal

Ekrem Akurgal Hocam’la ilk kez 1975 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümünü bitirdikten iki yıl sonra tanıdım. 1975 yılı benim hayatımda önemli bir dönüm noktasıdır. Yılbaşından itibaren evimi İstanbul’dan Isparta’ya taşımış ve orada ailemle birlikte kalıyordum.

Atatürk ve Trakya Arkeolojisi

Avrupa’da J. J. Winncelmann (1717-1768) ile başlatılan arkeoloji biliminin, Osmanlı topraklarına ulaşması oldukça uzun zaman almıştır. Çünkü dönemin emperyal düşünceye sahip yöneticileri ve onlara taşeronluk yapan seyyahlar, Anadolu’daki somut kültürel mirası adeta yağmalarken, İstanbul’daki payitaht bu eserlerin ne kadar önemli olduğunun farkında bile değildi. Zamanla, arkeolojik mirasın önemini kavrayan toplum içindeki sınırlı sayıdaki aydın, Asar-ı Atika Nizamnamelerini ortaya koyarak, saltanatın bütün baskılarına rağmen arkeolojik değerleri korumaya çalışmışlardır.

Erken Cumhuriyet Döneminde Arkeoloji ve Koruma

Kurtuluş Savaşı’nın ardından Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk ve arkadaşlarının savaşlar ve ekonomik durum nedeniyle ihmal edilmiş olan kültür varlıklarının korunması konusunda köklü girişimleri oldu. Sultanların 19. yüzyılda terk ettikleri Topkapı Sarayı ve evrensel bir kültür varlığı olan Ayasofya müzeye dönüştürüldü. Bu dönüşümleri kapsamlı onarımlar izledi. Ayasofya’nın müze olması Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaşlığının göstergesi, en iyi şekilde sunulması ve korunması için seçilen bir yoldu. Müze kullanımı bilimsel araştırmaların rahatça yürütülmesine, üstü kapatılmış olan figürlü mozaiklerin üzerlerinin açılmasına olanak sağladı.

İstanbul Üniversitesinde Hititoloji’nin Yapılanması ve Atatürk’ün Kurduğu Eğitim Politikası İçinde Eskiçağ Dilleri Çalışmaları

Türkiye’de Hititoloji’den bahsedildiğinde önce Sedat Alp ismi zikredilir. Bu nedenle Türkiye’de Hitit Dili ve Kültürünün yeşermesinden bahsedilecek ise Ord. Prof. Dr. Sedat Alp ile başlamak gerekir. 1932 yılında İstanbul’da iyi yetişmiş ve gelecek vadeden bir öğrenci, tıp tahsili görmek üzere devlet parasız yatılı okulu sınavlarına başvururken, o dönemlerde başlatılan ve yurt dışına burslu olarak gönderilen öğrenciler arasında, tarih dalında öğrenim görmek üzere yer alır.

Atatürk ve Eskiçağ Bilimleri

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan önce yenilikçi kimliği ile öne çıkan Mustafa Kemal Atatürk’ün, savaş yıllarında Maarif Kongresi düzenleyen bir lider olarak eğitime verdiği önem açıkça görülmektedir. Atatürk, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da Türk Devleti’nin muasır medeniyetler seviyesine ulaşması için pek çok reformu ivedilikle gerçekleştirmiştir. Bu reformlardan biri 1933 yılında yapılan Üniversite Reformudur.

Osmanlı İmparatorluğu’nda ve Türkiye Cumhuriyeti’nde Arkeoloji

Birçok devletin ikame yeri olan Anadolu (günümüz Türkiye) coğrafyasında devletlerin hem kültürel izlerine hem de maddi kültür varlıklarına rastlamak mümkündür. Asya, Avrupa ve Afrika’da hakimiyet kurmuş olan Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ve akabinde gelen Türkiye Cumhuriyeti’ndeki arkeolojik çalışmalar bu coğrafyadaki kültür izlerine ve maddi kültür varlıklarına erişmemizi sağlamıştır.

Atatürk ve Arkeoloji

21. yüzyılın ilk çeyreği tamamlanmak üzere; varoluştan bu yana insan aklını kurcalayan tarih ve zaman problemi, İslam teolojisinin 12. yüzyıl sonrasında yaygınca kabul ettiği “vakti bilme” gerekliliğinin çok ötesinde. İbni Haldun’un “vakti belirleme/bilme” tabanlı vakanuvisciliğine karşı, izah ve açıklama temelli tarih yazıcılığı İslam aleminde kendine gelişme alanı bulamadı. 12. yüzyıla kadar Tanrı’nın yaratıcılığını kabul etmekle birlikte bilimsel düşüncenin temeli olan neden-sonuç sorgulamasını kullanan İslam dünyası düşünürleri, bu süreçte tıp, kimya, matematik, zooloji, astroloji gibi bilimlere önemli katkılar sundular.

Bulgaristan’da Tanrıça Tyche’ye Ait Mermer Heykel Başı Bulundu

Yunan tanrıçası Tyche'nin titizlikle işlenmiş mermer başı, günümüzde Bulgaristan'ın Filibe kenti olan Philippopolis antik kentinde keşfedildi. Piskopos Bazilikası'ndaki kazılar sırasında ortaya çıkarılan bu çarpıcı eser, kazı ekibine liderlik eden arkeolog Lyubomir Merdzhanov tarafından “olağanüstü bir buluntu” olarak tanımlandı.

3600 Yıllık Nebra Gökyüzü Diski Nasıl Yapıldı?

3600 yıldan daha eski olan Nebra Gök Diski, uluslararası düzeyde eşsiz bir buluntudur ve 2013 yılından bu yana UNESCO “Dünya Belleği” kayıtlarında yer almaktadır. En iyi araştırılmış arkeolojik nesnelerden biri olarak kabul edilebilir, ancak nesnenin üretim sürecine ilişkin soru henüz tam olarak açıklığa kavuşturulmamıştır.

Danimarka’ya Kaçırılmış Tarihi Eserler Ülkemize Geri Dönüyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın yoğun çalışmaları ve diplomatik girişimleri sonucunda, Burdur Boubon Antik Kenti’nden yaklaşık 60 yıl önce kaçırılan Septimius Severus’a ait heykel başı ile Pisidia Bölgesi’ne ait Düver pişmiş toprak levhaları, ait olduğu topraklara, ülkemize dönüyor.

Polis Operasyonuyla Yakalanan Olağanüstü Etrüsk Eserleri

İtalyan yetkililer, İtalya'nın orta kesimindeki Umbria bölgesinde, Perugia yakınlarındaki Città della Pieve kasabasında bulunan tek bir mezardan yağmalanan istisnai bir grup Etrüsk vazosu, lahit ve mezar eşyası ele geçirdi. Bulunan objeler arasında sekiz ostotek, iki lahit ve MÖ 3. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen 50'den fazla mezar eşyasından oluşan zengin bir eser grubu bulunmaktadır.

Balıkçılığın En Eski Tasvirleri Keşfedildi

Ren Nehri kıyısındaki Gönnersdorf Buzul Çağı kamp alanı, erken dönem balıkçılık uygulamalarına yeni bir ışık tutan çığır açıcı bir keşfi ortaya çıkardı. Yeni görüntüleme yöntemleri, araştırmacıların antik şist plakalar üzerindeki karmaşık balık gravürlerini, balık ağları veya tuzakların tasvirleri olarak yorumlanan ızgara benzeri desenlerle birlikte görmelerini sağladı.

Antik Pişmiş Toprak Figürinlerdeki Parmak İzleri

Oxford Üniversitesi'nden doktora öğrencisi Leonie Hoff tarafından yapılan ve Oxford Journal of Archaeology'de yayınlanan yeni bir ön çalışma, pişmiş toprak figürinler üzerinde bırakılan antik parmak izlerinin, onları yapanların yaşını ve cinsiyetini nasıl ortaya çıkardığına dair fikir veriyor.

Sicilya Açıklarında Onlarca Amphora Yüklü Batık Bulundu

Sicilya açıklarındaki antik bir gemi enkazı alanında, İngiliz sularında daha sık rastlanan bir türe ait düzinelerce amphora keşfedildi. Enkazın yaşı 2100 ila 1900 yıl arasında değişiyor ve büyük oranda Richborough 527 tipi amphora içeriyor; bu gemide bulunan amphoralar adını İngiltere'nin güneyindeki Richborough bölgesinden alıyor.

161 Milyon Yıllık Bir 'Dev' Kurbağa Fosili Bulundu

Arjantinli ve Çinli bilim insanlarından oluşan bir ekip, Arjantin'in Patagonya bölgesinde dinozor fosilleri ararken, bunun yerine başka bir şey buldu: bir kumtaşı levhası içinde korunmuş bir iribaşın kafatası ve omurgasının parçaları. Daha da şaşırtıcı olanı, amfibi fosilinin 161 milyon yaşında olduğu ve bilinen en eski kurbağa yavrusu rekorunu yaklaşık 20 milyon yıl kırdığı ortaya çıktı.

Sessizlik Kuleleri

İnsanlar binlerce yıldır ölülerini gömüyorlar, ancak cesetleri dönüştürmemize yardımcı olması için doğadan yararlandığımız tek yol bu değil. Tibet'te yırtıcı kuşlar Gökyüzü Gömüleri'nde önemli bir rol oynar ve İran gibi başka yerlerde, etobur kuşların beslenebilmesi için cesetlerin yerleştirildiği bir yer olan Sessizlik Kuleleri'nin inşa edildiği görülmektedir.

Avrupa'da Bilinen En Eski Cam Fırını Keşfedildi

Kuzey İtalya'daki Frattesina bölgesinde bir Geç Tunç Çağı cam yapım fırını ve binlerce canlı, çok renkli boncuk ortaya çıkarıldı. Kilden bir fırın, cam işleme aletleri ve cam objelerden oluşan kalıntılar 3 bin yıl öncesine tarihleniyor ve bu da burayı Avrupa'da bilinen en eski cam üretim alanı yapıyor.

İsveç’de 12 Bin Yıllık Yerleşim Alanı Keşfedildi

İsveç'in Trelleborg kenti dışındaki Dalköpinge'de yeni bir ıslahevinin inşa edileceği alanda yapılan geniş çaplı arkeolojik araştırmada, Tunç Çağından kalma seçkin bir kadının zengin eşyalar ile donatılmış mezarı da dahil olmak üzere 12 bin yıl öncesine ait yerleşim kanıtları ortaya çıkarıldı.

Azerbaycan’da Dünyanın En Eski Masa Oyunlarından Biri Bulundu

Azerbaycan'da yapılan yeni bir arkeolojik keşif, 4 bin yıllık bir masa oyununun kökenine dair tartışmaları alevlendirdi. Uzun süredir Mısır kökenli olduğu düşünülen “Hounds and Jackals” (Tazılar ve Çakallar) ya da bilinen adıyla “58 Delik” oyununun, aslında güneybatı Asya'dan yayıldığı öne sürülüyor.

Elazığ’da Bir Tarlada Tesadüfen 84 Metrekarelik Mozaik Bulundu

Elazığ’da bir tarla sahibinin fidan dikmek için çukur açarken tesadüfen bulduğu, Roma ile Erken Bizans Dönemine ait olduğu değerlendirilen 84 metrekarelik tek parça taban mozaiği gün yüzüne çıkarıldı. Üzerinde onlarca hayvan, ağaç ve bitki türleri tasvir edilen mozaiğin, büyüklüğü, bordürler ve geometrik desenleriyle Türkiye’de ilk olma özelliği taşıdığı değerlendiriliyor.

2500 Yıllık Tunç Kline Yurda Geri Döndü

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uluslararası alanda yürüttüğü kararlı girişimler ve başarılı iş birliği sayesinde, MÖ 530 yılına tarihlenen nadir tunç kline (sedir) J. Paul Getty Müzesi’nden ülkemize iadesi sağlandı.

14 Tarihi Eserimiz Daha Ana Vatanına Dönüyor

Türkiye, yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan, yaklaşık 50 yıldır iadesi için çalışma yapılan Burdur'daki Boubon Antik Kenti kökenli 2 tunç heykel başı ve anıtsal boyutlarda 1 tunç kadın heykelinin yanı sıra 1 mücevher parçası ve Osmanlı dönemine ait 2 hançerin de aralarında olduğu 14 arkeolojik ve etnografik eseri daha ana vatanına kazandırdı.

Neandertaller Buzul Çağında Hayatta Kalmak İçin Hangi Yiyecekleri Yiyorlardı?

Neandertaller ve diğer tarih öncesi insanların menüsünde sadece alevde kızartılmış mamut artıkları yoktu. Çok sayıda kanıt, Neandertallerin ete düşkün olduğunu, ama aynı zamanda iyi deniz ürünlerinin ve hatta vejetaryen yemeklerin de değerini bildiklerini gösteriyor. Hatta bazı popülasyonlar tamamen bitki temelli besleniyordu.

X-Işını Tarihlemesi Torino Kefeni Hakkında Daha Fazla Heyecan Yarattı

Torino Kefeni'nin gizemi devam ediyor; yüzyıllardır bilim insanlarının, tarihçilerin ve inananların kafasını kurcalayan bir keten bez parçası. Geçtiğimiz günlerde, İtalyan araştırmacılardan oluşan bir ekip, bazılarının İsa Mesih'in kefeni olduğunu iddia ettiği bu antik kalıntıya bir kez daha bakarak ortalığı karıştırmaya karar verdi. Araştırmacılar, bu keten parçasının aslında 2 bin yıllık olduğunu ve İsa'nın zamanına kadar uzandığını iddia ederek yangına daha fazla körükle gittiler.

İki Yeni Pompeii Kurbanı Madeni Paralar ve Mücevherlerle Bulundu

Antik Pompeii'de bulunan iki iskeletin keşfi, araştırmacıların MS 79 yılında Vezüv'ün patlaması sırasında hayatını kaybedenlerin panik içindeki son anlarını yeniden inşa etmelerini sağladı. Genç bir erkek ve orta yaşlı bir kadın olarak tanımlanan çiftin, hızla ilerleyen kavurucu volkanik gaz akımı tarafından yok edilmeden önce sığındıkları bir odada sıkışıp kaldıkları anlaşılıyor.

Büyük Türk’ün Anası: Mara Brankoviç

Mara Brankoviç 1417-1420 yılları arasında muhtemelen 1418’de bugün Kosova’nın önemli şehirlerinden biri olan Vuçitrin’de doğar. Babası Sırp Kralı Curac (Djuradj) Brankoviç. Batılılar Jorj veya George, Yunanlılar Yorgo demişler. Annesi Bizans imparatorlarından Johannes VI. Kantakuzenos’un büyük kızı İrene. Sırpça Jerina. Ailenin en büyük çocuğu olan Mara’ya babaannesinin ismi verilir. Todor, Grgur, Katharina-Kantakuzina, Stefan ve Lazar adında beş kardeşi daha vardır.

Tunç Çağı Eserlerinde Bitki Liflerinden Bağlar Bulundu

İskoçya'nın Highlands bölgesinde Inverness yakınlarındaki bir sahil kasabası olan Rosemarkie'de keşfedilen Tunç Çağı eserlerinde yapılan kazı ve analizler, tunç bilezik ve kolyelerin arasına dolanmış nadir organik bitki kalıntılarını ortaya çıkardı. Eserler yaklaşık MÖ 1000 yıllarına tarihleniyor.

38 Milyon Yıllık Birbirine Dolanmış Yılan Fosilleri Keşfedildi

Birbirine dolanmış halde bulunan dört yılan, yılan evrimi anlayışımıza yeni bir ışık tutuyor. Yepyeni bir türü temsil eden bu örnekler yaklaşık 38 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış olup boa ve pitonların nasıl evrimleştiğini açıklamaya yardımcı olabilir.

Bulgaristan’da Gümüş Bir Muska Bulundu

Yunanca yazılı küçük bir gümüş levhanın Bulgaristan'da şimdiye kadar keşfedilen en eski Hıristiyan eseri olduğu ortaya çıktı. Muska, 2. yüzyılın ikinci yarısı ya da 3. yüzyılın başlarına tarihleniyor ve İsa'dan ilk kez bahsedilmesini, ilk haç işaretini ve baş melekler Cebrail ve Mikail'e ilk atıfları içeriyor.

Mayalara Ait Gizemli Bir Yapı Keşfedildi

Araştırmacılar Meksika'da bir Maya top sahasının altında gizemli bir antik yapı buldu. Meksika Ulusal Antropoloji ve Tarih Enstitüsü'nden (INAH) yapılan açıklamaya göre, Campeche eyaletinde bulunan bu kalıntılar, bölgede yapılan bir araştırma sırasında yapılan çok sayıda keşif arasında yer alıyor.

Su Atındaki Roma Villası Restore Edildi

Napoli Körfezi'nin kuzeybatı kıyısındaki Baiae Batık Arkeoloji Parkı'nda bulunan Roma dönemine ait lüks bir villanın çok renkli mermer zemini su altında restore ediliyor. Mermer mozaik, villanın kabul salonunun ve kavisli ön giriş sundurmasının (protiro) zeminini kaplıyordu.

Pergamon Kayalık Kutsal Alanı

Antik dönemde bir metropol olan Pergamon’un bugünkü ziyaretçileri, kent tarihinin her bir evresinden kutsal alanları görebilirler. Kentin aşağısındaki düzlük alanda antik çağda da ünlü Asklepeion ve Kızıl Avlu adıyla da bildiğimiz Mısırlı tanrılar onuruna inşa edilmiş kutsal alan bulunur. Akropoliste (yukarı şehir) büyük sunağın temelleri, kent tanrıçası Athena’nın kutsal alanı ve bir kısmı restore edildiğinden uzak mesafeden de görülebilen Traian Tapınağı (Traianeum) yer alır. Uzun zamandır bilinen ve kentin önemli noktalarında duran bu kutsal alanlar, kendilerini anıtsal mimarileri ile gösteriyorlardı.

Azerbaycan'da 3500 Yıllık Ritüel Masası Ortaya Çıkarıldı

Catania Üniversitesi'nden arkeologlar, Azerbaycan'ın Agstafa bölgesinde yer alan antik Tava-Tepe yerleşiminde çığır açan bir keşifte bulundu. Geç Tunç Çağına tarihlenen 3500 yıllık bu yerleşimde, seramik sofra takımlarıyla birlikte son derece iyi korunmuş ve kendine özgü bir ritüel masası hala yerinde durmakta olup, bir zamanlar bu bölgeden geçen göçebe toplulukların gelenekleri ve günlük yaşamları hakkında yeni bilgiler sunmaktadır.

3 Bin Yıllık At Figürü Restore Edildi

Britanya'nın belki de en eski dev tebeşir figürü olan ikonik Uffington Beyaz Atı, küçülmeye ve incelmeye başladıktan sonra çok ihtiyaç duyduğu bakıma kavuştu. Restorasyon çalışmaları antik atı canlandırarak yeniden kilo almasını ve eski ihtişamına dönmesini sağladı.

Kapının Bekçisi

Hatay il merkezinin doğu – kuzeydoğusunda, Reyhanlı ilçesinin 17–18 kilometre batısında, Asi Nehri'nin 1,5 kilometre doğusunda yer ala Tell Tayinat Höyüğü’nde, Toronto Üniversitesi Tayinat Arkeoloji Projesi tarafından yürütülen geçmiş dönem kazılarda, güneydoğudaki Neo-Hitit Patina Krallığı’nın başkenti Kunulua sitadeline olan bağlantıyı sağlayan anıtsal bir kapı kompleksi açığa çıkarılmıştır.

Anadolu’nun İlk Madencileri

Çorum ilinin Bayat ilçesine bağlı Derekutuğun Anadolu’nun kültür tarihi ve özellikle madencilik tarihi açısından büyük önem taşıyor. Yapılan Karbon-14 (C-14) analizleri, Derekutuğun’da günümüzden 6 bin 500 yıl önce de galeriler açılarak nabit bakır çıkarıldığını ortaya koydu.

Sicilya’daki Nekropolde Benzersiz Bir Urne Kabı Keşfedildi

Yeni Palermo-Catania-Messina demiryolu bağlantısı inşaat projesinin bir parçası olarak, çalışmalardan sorumlu Italferr şirketi tarafından Sicilya adasındaki Palomba-Catenanuova bölümünde, Dittaino Nehri üzerindeki bir tepede keşfedilen geniş bir Roma yerleşiminin ayrıntılarını ortaya çıkaran önemli bir arkeolojik keşif gerçekleştirildi.

Antik Kanalizasyon Kazısında Hermes Heykeli Bulundu

Bulgaristan'ın güneybatısındaki Petrich yakınlarındaki Heraclea Sintica antik bölgesinde Roma dönemine ait bir kanalizasyon kazısı yapan arkeologlar, Hermes'in büyük bir mermer heykelini keşfettiler. Heykel 2 metre yüksekliğinde ve sadece elleri eksik olmak üzere neredeyse eksiksiz olarak olağanüstü durumdadır. Bu, Heraclea Sintica'da şimdiye kadar bulunan tek eksiksiz Roma heykeli ve kazı lideri Dr. Lyudmil Vagalinski, bunun tüm Bulgaristan'daki en iyi korunmuş Roma heykeli olabileceğine inanıyor.

Tunç Çağı Balta ve Mücevherler Bulundu

Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'ın yaklaşık 40 kilometre kuzeybatısındaki Kuzey Bohemya'da yer alan Budyně nad Ohří'de Tunç Çağı'na ait silah ve mücevherlerden oluşan eserler keşfedildi. Uzmanlar halen eserleri analiz ediyor, ancak objelerin tasarım tarzı onları Orta Tunç Çağı'na, yaklaşık 3500 yıl öncesine tarihliyor. Baltalardan biri diğer parçalardan daha eski; Erken Tunç Çağı'na (MÖ 2000-1500) tarihleniyor.

Sıra Dışı Bir Ritüel Kaplumbağalı Gömü

Mezarlar, arkeolojinin en önemli buluntu gruplarından birini oluştururlar ve eski insan toplumlarının ölü gömme gelenekleri, inanç sistemleri ve gömü ritüelleri hakkında oldukça detaylı bilgi elde edilmesini sağlarlar. Mezarlar, yalnızca ölüme dayalı algılayışı değil aynı zamanda toplumların kültürel ve sosyoekonomik yapıları ile yaşam biçimleri hakkında da bilgi sağlayan önemli veri kaynaklarından birini oluştururlar.

İlginç Dairesel Taş Yapıların Üzerinde Yanmış Çocuk Kemikleri Keşfedildi

Norveç'in güneydoğusundaki Fredrikstad yakınlarında, merkezinde yakılmış kemik kalıntıları bulunan 41 dairesel taş yapıdan oluşan antik bir mezarlık ortaya çıkarıldı. Mezarların büyük çoğunluğu, 30'dan fazlası, üç ila altı yaş arasındaki bebek ve çocukların yanmış kemiklerini içeriyordu. Çocuk mezarları MÖ 800 ila 400 yılları arasına, Erken İskandinav Tunç Çağı ve Roma Öncesi Demir Çağına tarihlenmektedir.

Mısır’da Eşsiz Keşif: 33 Greko-Romen Aile Mezarı Bulundu

Batı Asvan'daki Mısır-İtalyan Ekibi (EIMAWA) arkeologları, Asvan'ın batısında Ağa Han Türbesi yakınlarındaki kayalık bir tepenin yamacında 33 Greko-Romen aile mezarı keşfetti. MÖ 6. yüzyıl ile MS 2. yüzyıl arasına tarihlenen ve mumyalanmış kalıntılar içeren mezarlar, Asvan'ın orta sınıfında o döneme ait ölüm ve hastalıklara yeni bir ışık tutmayı vaat ediyor.

Akdeniz’de 3300 Yıllık Gemi Enkazı Keşfedildi

Akdeniz tabanında çarpıcı bir keşif yapıldı: 3300-3400 yıl öncesine ait, yüzlerce sağlam kargosu ile 1,8 kilometre gibi olağanüstü derinlikte bir gemi batığı bulundu. Kargo, İsrail yakınlarındaki açık deniz sahalarında faaliyet gösteren bir E&P doğal gaz şirketi olan Energean tarafından yürütülen rutin bir araştırma sırasında ortaya çıkarıldı. İçindekiler İsrail Eski Eserler Kurumu tarafından Geç Tunç Çağı Kenan depolama kapları olarak tanımlanmıştır.

Orta Avrupa'nın En Uzun Mezarlarından Biri Keşfedildi

Çek Cumhuriyeti'ndeki D35 Plotiště-Sadová karayolu üzerinde yapılan son arkeolojik araştırmalar, Eneolitik dönemin cenaze uygulamalarına ışık tutan olağanüstü bir uzun mezarı ortaya çıkardı.