Arama Sonuçları

Bulgaristan’da Tanrıça Tyche’ye Ait Mermer Heykel Başı Bulundu

Yunan tanrıçası Tyche'nin titizlikle işlenmiş mermer başı, günümüzde Bulgaristan'ın Filibe kenti olan Philippopolis antik kentinde keşfedildi. Piskopos Bazilikası'ndaki kazılar sırasında ortaya çıkarılan bu çarpıcı eser, kazı ekibine liderlik eden arkeolog Lyubomir Merdzhanov tarafından “olağanüstü bir buluntu” olarak tanımlandı.

3600 Yıllık Nebra Gökyüzü Diski Nasıl Yapıldı?

3600 yıldan daha eski olan Nebra Gök Diski, uluslararası düzeyde eşsiz bir buluntudur ve 2013 yılından bu yana UNESCO “Dünya Belleği” kayıtlarında yer almaktadır. En iyi araştırılmış arkeolojik nesnelerden biri olarak kabul edilebilir, ancak nesnenin üretim sürecine ilişkin soru henüz tam olarak açıklığa kavuşturulmamıştır.

Danimarka’ya Kaçırılmış Tarihi Eserler Ülkemize Geri Dönüyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın yoğun çalışmaları ve diplomatik girişimleri sonucunda, Burdur Boubon Antik Kenti’nden yaklaşık 60 yıl önce kaçırılan Septimius Severus’a ait heykel başı ile Pisidia Bölgesi’ne ait Düver pişmiş toprak levhaları, ait olduğu topraklara, ülkemize dönüyor.

Kuveyt’de 7700 Yıllık Ubeyd Dönemi Atölyeler Bulundu

Kuveyt-Polonya arkeoloji heyeti, Kuveyt'in Subiya Çölü'ndeki Bahra 1 alanında tarih öncesi Ubeyd dönemine (yaklaşık MÖ 5500-4000) ışık tutan önemli keşifler yaptı. Arap Yarımadası'nda türünün en eski ve en büyüğü olarak kabul edilen bu antik yerleşimde bir mücevher atölyesi ve çanak çömlek üretimine dair kanıtlar bulunmuştur.

Polis Operasyonuyla Yakalanan Olağanüstü Etrüsk Eserleri

İtalyan yetkililer, İtalya'nın orta kesimindeki Umbria bölgesinde, Perugia yakınlarındaki Città della Pieve kasabasında bulunan tek bir mezardan yağmalanan istisnai bir grup Etrüsk vazosu, lahit ve mezar eşyası ele geçirdi. Bulunan objeler arasında sekiz ostotek, iki lahit ve MÖ 3. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen 50'den fazla mezar eşyasından oluşan zengin bir eser grubu bulunmaktadır.

İspanya'daki Arbreda Mağarasında Neandertal Kalıntıları Bulundu

Araştırmacılar, İspanya'nın kuzeydoğusundaki Arbreda Mağarası'nda önemli Neandertal diş kalıntıları ortaya çıkardı. American Journal of Biological Anthropology dergisinde yayınlanan çalışma, IPHES-CERCA'dan Dr. Marina Lozano tarafından yönetildi ve Katalan Kültürel Miras Araştırma Enstitüsü (ICRPC-CERCA) ve Girona Üniversitesi gibi kurumlarla işbirliği yapıldı.

3,6 Milyon Yıllık Hominin Ayak İzleri

3,6 milyon yıl önce, üç uzak insan akrabası, tarih yazdıklarından habersiz bir şekilde gezintiye çıktılar. Tamamen şans eseri, ayak izleri volkanik küle kazındı ve milyonlarca yıl boyunca varlığını sürdürerek modern bilim insanlarına insan atalarının iki ayak üzerinde yürüdüğüne dair en eski kesin kanıtı sağladı.

Balıkçılığın En Eski Tasvirleri Keşfedildi

Ren Nehri kıyısındaki Gönnersdorf Buzul Çağı kamp alanı, erken dönem balıkçılık uygulamalarına yeni bir ışık tutan çığır açıcı bir keşfi ortaya çıkardı. Yeni görüntüleme yöntemleri, araştırmacıların antik şist plakalar üzerindeki karmaşık balık gravürlerini, balık ağları veya tuzakların tasvirleri olarak yorumlanan ızgara benzeri desenlerle birlikte görmelerini sağladı.

Sicilya Açıklarında Onlarca Amphora Yüklü Batık Bulundu

Sicilya açıklarındaki antik bir gemi enkazı alanında, İngiliz sularında daha sık rastlanan bir türe ait düzinelerce amphora keşfedildi. Enkazın yaşı 2100 ila 1900 yıl arasında değişiyor ve büyük oranda Richborough 527 tipi amphora içeriyor; bu gemide bulunan amphoralar adını İngiltere'nin güneyindeki Richborough bölgesinden alıyor.

Almanya'da Roma Dönemine Ait Kalıntılar Bulundu

Hechingen-Stein Roma Açık Hava Müzesi arazisinde bir Roma adak anıtına ait 100'den fazla parça keşfedildi. Stuttgart'taki Devlet Anıtları Koruma Dairesi (LAD) arkeologları, MS 2. ve 3. yüzyıllara ait bir Roma arazisinde yaptıkları kazıda nadir bulunan bir “tanrı sütunu” kalıntısı buldu.

Sessizlik Kuleleri

İnsanlar binlerce yıldır ölülerini gömüyorlar, ancak cesetleri dönüştürmemize yardımcı olması için doğadan yararlandığımız tek yol bu değil. Tibet'te yırtıcı kuşlar Gökyüzü Gömüleri'nde önemli bir rol oynar ve İran gibi başka yerlerde, etobur kuşların beslenebilmesi için cesetlerin yerleştirildiği bir yer olan Sessizlik Kuleleri'nin inşa edildiği görülmektedir.

Büyük İskender'in Efsanevi Mor Tuniği Bulundu mu?

Antik Makedonya kralı olmanın getirdiği pek çok avantajdan biri de mor renkte giyinme hakkıydı ve Büyük İskender bu kraliyet hakkından kesinlikle en iyi şekilde yararlandı. Efsanevi hükümdarın patlıcan rengi kıyafetini her fırsatta giydiğine inanılıyor ve yeni bir çalışma, sonunda onun en ünlü mor giysilerinden birinin bulunmuş olabileceğini gösteriyor.

Gürcistan'da Jüpiter Dolichenus'a Adanmış Altın Plaka Bulundu

Arkeologlar, Apsaros Roma kalesinde, asıl kökeni Doğu eyaletlerinde olsa da Roma ordusunda derin kökleri olan tanrı Jüpiter Dolichenus'a adanmış küçük, altın bir adak levhası buldular! Yaklaşık 2 bin yıl önce İmparatorluğun doğu sınırlarındaki askerlerin Roma askeri uygulamalarının bir örneği olan kalede, 2014 yılından bu yana arkeolojik kazılar sürdürülmektedir.

Avrupa'da Bilinen En Eski Cam Fırını Keşfedildi

Kuzey İtalya'daki Frattesina bölgesinde bir Geç Tunç Çağı cam yapım fırını ve binlerce canlı, çok renkli boncuk ortaya çıkarıldı. Kilden bir fırın, cam işleme aletleri ve cam objelerden oluşan kalıntılar 3 bin yıl öncesine tarihleniyor ve bu da burayı Avrupa'da bilinen en eski cam üretim alanı yapıyor.

Truva Savaşı'nın Kanıtı Olduğu Düşünülen Altın Maske

Schliemann, Homeros'un “İlyada ‘sında Truva'nın Akha (Yunan) kuşatmasını yöneten efsanevi kral Agamemnon'un cesedini bulduğuna inanıyordu (Homeros'un ’Odysseia ”sında da adı geçer ve bazı antik Yunan oyunlarında yer alır). Homeros'a göre Agamemnon Mycenae'de hüküm sürmüştür ve bu eser o zamandan beri “Agamemnon'un Maskesi” olarak bilinmektedir.

Tekerleğin İcadına Dair Yeni Bir Çalışma Yayınlandı

Bir çift mühendis ve bir tarihçi, tekerleğin ilk kullanımının nasıl gerçekleşmiş olabileceğini modellemek için bir araya geldi. Royal Society Open Science dergisinde yayınlanan makalelerinde, ABD'deki Illinois Urbana-Champaign Üniversitesi'nden Lee Alacoque, Georgia Teknoloji Enstitüsü'nden Kai James ve Columbia Üniversitesi'nden Richard Bulliet, Karpat Dağları'ndaki bir bakır madeninde çalışan işçilerin yaklaşık 6 bin yıl önce madenin derinliklerinden cevheri daha kolay taşımaya çalışırken ortaya çıkmış olabilecek süreci anlatıyorlar.

Ahşap Kelt Mezarı Keşfedildi

Almanya'nın güneybatısındaki Riedlingen yakınlarında yapılan bir kazıda, tamamen korunmuş bir erken dönem Kelt ahşap mezar odası ortaya çıkarıldı. Bu, Almanya'da şimdiye kadar bulunan tamamen korunmuş ikinci Kelt mezar odasıdır ve diğeri 1890 yılında keşfedilmiştir, bu nedenle yetersiz belgelenmiş, yetersiz kazılmış ve bugün sadece bazı kısımları ayakta kalmıştır.

Türkiye’nin Kadim Tarihini ve Kültür Mirasını 17 Dilde Dünyaya Tanıtıyor

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Saraylar ve Çanakkale Alan Başkanlığı’na bağlı müze ve ören yerlerinde, toplam 84 noktada hizmet veren SICPA Türkiye, ziyaretçilere yönelik sesli rehberlik desteğini dijitale taşıdı. Firma, Topkapı Sarayı’ndan Efes’e, Göbeklitepe’den Galata ve Kız Kuleleri’ne, Nemrut Dağı’ndan Patara’ya kadar şu anda 42 müze ve örenyerinde, işaret dili ile birlikte 17 farklı dilde sesli rehberlik hizmeti sunuyor.

İsveç’de 12 Bin Yıllık Yerleşim Alanı Keşfedildi

İsveç'in Trelleborg kenti dışındaki Dalköpinge'de yeni bir ıslahevinin inşa edileceği alanda yapılan geniş çaplı arkeolojik araştırmada, Tunç Çağından kalma seçkin bir kadının zengin eşyalar ile donatılmış mezarı da dahil olmak üzere 12 bin yıl öncesine ait yerleşim kanıtları ortaya çıkarıldı.

Azerbaycan’da Dünyanın En Eski Masa Oyunlarından Biri Bulundu

Azerbaycan'da yapılan yeni bir arkeolojik keşif, 4 bin yıllık bir masa oyununun kökenine dair tartışmaları alevlendirdi. Uzun süredir Mısır kökenli olduğu düşünülen “Hounds and Jackals” (Tazılar ve Çakallar) ya da bilinen adıyla “58 Delik” oyununun, aslında güneybatı Asya'dan yayıldığı öne sürülüyor.

İran'daki Gizli Operasyonda Elamit Altın Maskeler Ele Geçirildi

İran'ın güneyindeki Buşehr eyaletinde eski eser kaçakçılarını hedef alan sansasyonel sayılabilecek bir operasyonda polis şefi çok değerli antik eserlerin ele geçirildiğini duyurdu. Bu ganimetler arasında Ahameniş öncesi ve geç Elam dönemlerine tarihlenen, yaklaşık 2 bin yıllık iki altın maske de bulunuyor. Diğer buluntular ise Part dönemine ait bir kase, heykeller ve birkaç çanak çömlek parçasıdır.

Lucy'nin Elleri 3,2 Milyon Yıl Önce Alet Kullanabiliyor Olabilir

Homo cinsinin ilk üyeleri Dünya'da ortaya çıkmadan çok önce, Australopithecine adı verilen bir grup antik maymun benzeri hominin, alet kullanmak için el becerisini çoktan geliştirmiş olabilir. Şimdiye kadar antropologlar, bu uzun süredir nesli tükenmiş canlıların bu tür karmaşık görevler için doğru el şeklinden yoksun olduğunu varsayıyordu, ancak yeni bir analiz, aslında “güçlü kavrama” ve “el içi manipülasyon” yeteneğine sahip olduklarını gösteriyor.

Vikingler İle Amerikan Yerlileri Sanılandan Daha Erken Ticaret Yapmış Olabilir

İsveç'teki Lund Üniversitesi liderliğindeki uluslararası bir araştırma ekibi, antik mors DNA'sını inceleyerek Viking Çağı'ndaki mors fildişi ticaret yollarının izini sürdü. İskandinav Vikingleri ile Arktik Yerli halklarının, Kristof Kolomb'un Kuzey Amerika'yı “keşfetmesinden” birkaç yüzyıl önce, muhtemelen Yüksek Arktik Grönland'ın uzak bölgelerinde buluşup fildişi ticareti yaptıklarını tespit ettiler.

3500 Yıl Sonra Mısır Firavunu I. Amenhotep’in Yüzü Yeniden Oluşturuldu

Bilim insanları 3500 yıl sonra ilk kez, Krallar Vadisi'ni kuran Mısır firavunu I. Amenhotep'in yüzünün bir benzerini ortaya çıkardı. Modern teknoloji ve tarihsel uzmanlığın bir araya gelmesiyle mümkün olan bu çalışma, eski Mısır'ın altın çağlarından birini başlatan bir hükümdarın görünüşüne samimi bir bakış sunuyor.

Elazığ’da Bir Tarlada Tesadüfen 84 Metrekarelik Mozaik Bulundu

Elazığ’da bir tarla sahibinin fidan dikmek için çukur açarken tesadüfen bulduğu, Roma ile Erken Bizans Dönemine ait olduğu değerlendirilen 84 metrekarelik tek parça taban mozaiği gün yüzüne çıkarıldı. Üzerinde onlarca hayvan, ağaç ve bitki türleri tasvir edilen mozaiğin, büyüklüğü, bordürler ve geometrik desenleriyle Türkiye’de ilk olma özelliği taşıdığı değerlendiriliyor.

2500 Yıllık Tunç Kline Yurda Geri Döndü

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uluslararası alanda yürüttüğü kararlı girişimler ve başarılı iş birliği sayesinde, MÖ 530 yılına tarihlenen nadir tunç kline (sedir) J. Paul Getty Müzesi’nden ülkemize iadesi sağlandı.

SICPA Türkiye Arkeoloji Öğrencilerini Keşfe Çıkarıyor

SICPA Türkiye’nin destekleriyle düzenlenen Arkeoloji Öğrencileri Keşif Destek Programı başlıyor. Program, öğrencilerin Türkiye’nin dört bir yanındaki müze ve örenyerlerini ziyaret ederek, hem teorik bilgilerini pratiğe dökmelerini hem de kültürel mirasa yakından tanık olmalarını hedefliyor. 30 Eylül 2024 tarihine kadar başvuruları devam eden programa seçilen arkeoloji öğrencileri, İstanbul, İzmir, Ankara, Muğla, Adıyaman, Antalya, Aydın, Çanakkale, Denizli, Şanlıurfa, Nevşehir, Trabzon, Van ve Kars illerinde belirlenen rotalardaki müze ve örenyerlerini ulaşım, konaklama ve giriş ücreti ödemeden keşfedebilecek.

14 Tarihi Eserimiz Daha Ana Vatanına Dönüyor

Türkiye, yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan, yaklaşık 50 yıldır iadesi için çalışma yapılan Burdur'daki Boubon Antik Kenti kökenli 2 tunç heykel başı ve anıtsal boyutlarda 1 tunç kadın heykelinin yanı sıra 1 mücevher parçası ve Osmanlı dönemine ait 2 hançerin de aralarında olduğu 14 arkeolojik ve etnografik eseri daha ana vatanına kazandırdı.

Vandal Savaşçılara Ait Mezarlar Bulundu

Polonya'nın güneydoğusundaki Świętokrzyskie Voyvodalığı'nda yer alan Glinka kasabasında daha önce bilinmeyen bir arkeolojik alanda Vandal savaşçılarına ait iki kremasyon gömü ortaya çıkarıldı. Mezarlar demir silah ve zırhların yanmış kalıntılarını içeriyor. Objelere dayanarak, mezarlar MS 3. yüzyılın sonlarına veya 4. yüzyıla tarihlenmektedir.

X-Işını Tarihlemesi Torino Kefeni Hakkında Daha Fazla Heyecan Yarattı

Torino Kefeni'nin gizemi devam ediyor; yüzyıllardır bilim insanlarının, tarihçilerin ve inananların kafasını kurcalayan bir keten bez parçası. Geçtiğimiz günlerde, İtalyan araştırmacılardan oluşan bir ekip, bazılarının İsa Mesih'in kefeni olduğunu iddia ettiği bu antik kalıntıya bir kez daha bakarak ortalığı karıştırmaya karar verdi. Araştırmacılar, bu keten parçasının aslında 2 bin yıllık olduğunu ve İsa'nın zamanına kadar uzandığını iddia ederek yangına daha fazla körükle gittiler.

Üreticisinin Parmak İzlerini Taşıyan Ana Tanrıça Heykelciği Bulundu

Orta İtalya'daki volkanik bir göl olan Bolsena Gölü'nde, antik bir tanrıçayı temsil ettiğine inanılan 3 bin yıllık bir kil heykelcik bulundu. Bu heykelcik, MÖ 10. veya 9. yüzyıla tarihlenen bir Demir Çağı köyünün sular altında kalmış kalıntıları olduğu düşünülen Gran Carro arkeolojik alanında keşfedildi. Dikkat çekici bir şekilde, 3 bin yıl su altında kaldıktan sonra figür hala yapımcısının parmak izlerini taşımaktadır.

İki Yeni Pompeii Kurbanı Madeni Paralar ve Mücevherlerle Bulundu

Antik Pompeii'de bulunan iki iskeletin keşfi, araştırmacıların MS 79 yılında Vezüv'ün patlaması sırasında hayatını kaybedenlerin panik içindeki son anlarını yeniden inşa etmelerini sağladı. Genç bir erkek ve orta yaşlı bir kadın olarak tanımlanan çiftin, hızla ilerleyen kavurucu volkanik gaz akımı tarafından yok edilmeden önce sığındıkları bir odada sıkışıp kaldıkları anlaşılıyor.

Moğolistan’da Bin Yıllık Savaş Arabası Mezarı Bulundu

Arkeologlar, İç Moğolistan'da Liao Hanedanlığı'na (MS 916-1125) ait bin yıllık bir savaş arabası gömüsünü ortaya çıkararak, bir zamanlar kuzey Çin'in geniş bir bölgesini yöneten antik göçebe Kitan halkına ışık tuttu. İyi korunmuş savaş arabası, yanında bulunan insan kalıntıları ve mezar eserleriyle birlikte, bu az bilinen hanedanın kültürel uygulamalarına ve sosyal hiyerarşisine büyüleyici bir bakış sunuyor.

Aktüel Arkeoloji Dergisi 98. Sayı “Tanrılar ve Kutsal İçecekleri”

Kurutularak ya da taze olarak tüketilen üzümün MÖ 6.000’den sonra yetiştirilmeye başlandığı düşünülmektedir. Anadolu topraklarında üzümden üretilen şarabın ise MÖ 4.000’lerden buyana tüketildiği söylenmektedir. Tarih boyunca tören, eğlence, özel gün ve toplantılarda kullanılan şarap; kutsal inancı yansıtan birçok dinde önemli bir içecek olarak kabul edilmiştir.

Şarap Tanrısı Dionysos’un Dünyasına İkonografik Bir Bakış

Antik Yunan ve Roma mitolojisinde şarap ve bağ bozumu tanrısı olan Dionysos, şarabın sadece sarhoş ediciliğini değil, sosyal ve faydalı etkilerini de temsil etmektedir. Mitolojiye göre Genç Dionysos, şarabı efsanevi olarak Nysa Dağı’nda bulur. Sonrasında ise nymphler’den ve satyrler’den oluşan alayı ile tüm dünyayı dolaşmaya başlar. Genel itibariyle Dionysos Antik Yunan pantheonuna aykırı düşen bir tanrıdır. İkonografideki sembolü ise asma ağacıdır.

Dağlık Kilikia’da Şarap Üretimi: Litaretür Kaynaklar, Arkeolojik Kanıtlar ve Tarihsel Süreç

Toros Dağları’nın kıyıya paralel gittiği, Alanya ve Mersin arasındaki Dağlık Kilikia olarak adlandırılan bölgede, coğrafi şartlar yaşamı zorlaştırmasına karşın uygun iklimsel şartlar bu bölgenin dönemler boyunca yerleşimlere sahne olmasına imkan sağlamıştır. Özellikle modern Mersin kentinin batısında kalan ve Silifke’ye kadar olan, iki nehir ile sınırları belirlenen Territorium, sahip olduğu etkileyici arkeolojik kalıntıları ve coğrafyası ile araştırmacıların ve gezginlerin ilgisini çekmektedir.

Urartu Krallığı’nda Şarap

Önasya uygarlıklarından Urartular MÖ 9.-7. yüzyıllar arasında Doğu Anadolu’da Van Gölü Havzası başta olmak üzere Transkafkasya ve İran Azerbaycan’ında hâkimiyet sürmüştür. Urartuların hâkimiyet sürdüğü bu coğrafya yüksek ve dağlık olup iklim özellikleri ile farklılık gösterir. Bu zorlu coğrafyaya rağmen Urartu kralları üzüm bağları, meyve bahçeleri ve ekim için hazırlanan tarlalara önem vermiş ve bu tarım alanlarının sulanması için barajlar, göletler ve su kanalları inşa etmişlerdir.

Yeni Assur Krallığı’nda Şarap

Yeni Assur Krallığı MÖ 1. binyıldan itibaren Mezopotamya coğrafyasında rakipsiz bir güç olarak hâkimiyet sürmüştür. Assur krallarının izlemiş olduğu genişleme politikası neticesinde krallığın sınırları batıda Halep, doğuda Zagros Dağları, güneyde Basra Körfezine kadar uzanmıştır. Böylesi geniş bir coğrafyada hâkimiyet sürmüş olan Assur Krallığı askeri, dini ve ekonomik alanlarda birçok başarı göstermiştir.

Antik Anadolu Hititlerde Şarap

Anadolu’da şarabın tarihi çok eski yıllara kadar uzanır iken Şarap Kültürü Hititlerle başlamıştır. Etimolojik açıdan Hint-Avrupa dillerindeki wine, wein, vin, vinum gibi kelimelerin bu kökten geldiği düşünülmüştür. Hititlerde şarap, “viyana”, Sümercede “geştin” olarak geçmektedir.

Hititlerde Şarap Kültürü

Üzüm ve şarabın Eski Çağ toplumlarında oldukça uzun bir geçmişe sahip olduğu bilinmektedir. Üzüm şarabı üretimi için öne sürülen en eski kanıtlar, yabani üzümün doğal yaşam alanından gelmektedir; bu alan Batı Akdeniz'den İtalya, Yunanistan, Karadeniz kıyısı, Kafkaslar boyunca Hazar'ın güneyine ve Levanten kıyılarından iç bölgelere, kuzey Mezopotamya'ya kadar uzanmaktadır.

Büyük Türk’ün Anası: Mara Brankoviç

Mara Brankoviç 1417-1420 yılları arasında muhtemelen 1418’de bugün Kosova’nın önemli şehirlerinden biri olan Vuçitrin’de doğar. Babası Sırp Kralı Curac (Dj