Arama Sonuçları

İsveç’de 12 Bin Yıllık Yerleşim Alanı Keşfedildi

İsveç'in Trelleborg kenti dışındaki Dalköpinge'de yeni bir ıslahevinin inşa edileceği alanda yapılan geniş çaplı arkeolojik araştırmada, Tunç Çağından kalma seçkin bir kadının zengin eşyalar ile donatılmış mezarı da dahil olmak üzere 12 bin yıl öncesine ait yerleşim kanıtları ortaya çıkarıldı.

Azerbaycan’da Dünyanın En Eski Masa Oyunlarından Biri Bulundu

Azerbaycan'da yapılan yeni bir arkeolojik keşif, 4 bin yıllık bir masa oyununun kökenine dair tartışmaları alevlendirdi. Uzun süredir Mısır kökenli olduğu düşünülen “Hounds and Jackals” (Tazılar ve Çakallar) ya da bilinen adıyla “58 Delik” oyununun, aslında güneybatı Asya'dan yayıldığı öne sürülüyor.

İran'daki Gizli Operasyonda Elamit Altın Maskeler Ele Geçirildi

İran'ın güneyindeki Buşehr eyaletinde eski eser kaçakçılarını hedef alan sansasyonel sayılabilecek bir operasyonda polis şefi çok değerli antik eserlerin ele geçirildiğini duyurdu. Bu ganimetler arasında Ahameniş öncesi ve geç Elam dönemlerine tarihlenen, yaklaşık 2 bin yıllık iki altın maske de bulunuyor. Diğer buluntular ise Part dönemine ait bir kase, heykeller ve birkaç çanak çömlek parçasıdır.

Lucy'nin Elleri 3,2 Milyon Yıl Önce Alet Kullanabiliyor Olabilir

Homo cinsinin ilk üyeleri Dünya'da ortaya çıkmadan çok önce, Australopithecine adı verilen bir grup antik maymun benzeri hominin, alet kullanmak için el becerisini çoktan geliştirmiş olabilir. Şimdiye kadar antropologlar, bu uzun süredir nesli tükenmiş canlıların bu tür karmaşık görevler için doğru el şeklinden yoksun olduğunu varsayıyordu, ancak yeni bir analiz, aslında “güçlü kavrama” ve “el içi manipülasyon” yeteneğine sahip olduklarını gösteriyor.

Vikingler İle Amerikan Yerlileri Sanılandan Daha Erken Ticaret Yapmış Olabilir

İsveç'teki Lund Üniversitesi liderliğindeki uluslararası bir araştırma ekibi, antik mors DNA'sını inceleyerek Viking Çağı'ndaki mors fildişi ticaret yollarının izini sürdü. İskandinav Vikingleri ile Arktik Yerli halklarının, Kristof Kolomb'un Kuzey Amerika'yı “keşfetmesinden” birkaç yüzyıl önce, muhtemelen Yüksek Arktik Grönland'ın uzak bölgelerinde buluşup fildişi ticareti yaptıklarını tespit ettiler.

3500 Yıl Sonra Mısır Firavunu I. Amenhotep’in Yüzü Yeniden Oluşturuldu

Bilim insanları 3500 yıl sonra ilk kez, Krallar Vadisi'ni kuran Mısır firavunu I. Amenhotep'in yüzünün bir benzerini ortaya çıkardı. Modern teknoloji ve tarihsel uzmanlığın bir araya gelmesiyle mümkün olan bu çalışma, eski Mısır'ın altın çağlarından birini başlatan bir hükümdarın görünüşüne samimi bir bakış sunuyor.

Elazığ’da Bir Tarlada Tesadüfen 84 Metrekarelik Mozaik Bulundu

Elazığ’da bir tarla sahibinin fidan dikmek için çukur açarken tesadüfen bulduğu, Roma ile Erken Bizans Dönemine ait olduğu değerlendirilen 84 metrekarelik tek parça taban mozaiği gün yüzüne çıkarıldı. Üzerinde onlarca hayvan, ağaç ve bitki türleri tasvir edilen mozaiğin, büyüklüğü, bordürler ve geometrik desenleriyle Türkiye’de ilk olma özelliği taşıdığı değerlendiriliyor.

2500 Yıllık Tunç Kline Yurda Geri Döndü

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uluslararası alanda yürüttüğü kararlı girişimler ve başarılı iş birliği sayesinde, MÖ 530 yılına tarihlenen nadir tunç kline (sedir) J. Paul Getty Müzesi’nden ülkemize iadesi sağlandı.

SICPA Türkiye Arkeoloji Öğrencilerini Keşfe Çıkarıyor

SICPA Türkiye’nin destekleriyle düzenlenen Arkeoloji Öğrencileri Keşif Destek Programı başlıyor. Program, öğrencilerin Türkiye’nin dört bir yanındaki müze ve örenyerlerini ziyaret ederek, hem teorik bilgilerini pratiğe dökmelerini hem de kültürel mirasa yakından tanık olmalarını hedefliyor. 30 Eylül 2024 tarihine kadar başvuruları devam eden programa seçilen arkeoloji öğrencileri, İstanbul, İzmir, Ankara, Muğla, Adıyaman, Antalya, Aydın, Çanakkale, Denizli, Şanlıurfa, Nevşehir, Trabzon, Van ve Kars illerinde belirlenen rotalardaki müze ve örenyerlerini ulaşım, konaklama ve giriş ücreti ödemeden keşfedebilecek.

14 Tarihi Eserimiz Daha Ana Vatanına Dönüyor

Türkiye, yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan, yaklaşık 50 yıldır iadesi için çalışma yapılan Burdur'daki Boubon Antik Kenti kökenli 2 tunç heykel başı ve anıtsal boyutlarda 1 tunç kadın heykelinin yanı sıra 1 mücevher parçası ve Osmanlı dönemine ait 2 hançerin de aralarında olduğu 14 arkeolojik ve etnografik eseri daha ana vatanına kazandırdı.

Vandal Savaşçılara Ait Mezarlar Bulundu

Polonya'nın güneydoğusundaki Świętokrzyskie Voyvodalığı'nda yer alan Glinka kasabasında daha önce bilinmeyen bir arkeolojik alanda Vandal savaşçılarına ait iki kremasyon gömü ortaya çıkarıldı. Mezarlar demir silah ve zırhların yanmış kalıntılarını içeriyor. Objelere dayanarak, mezarlar MS 3. yüzyılın sonlarına veya 4. yüzyıla tarihlenmektedir.

X-Işını Tarihlemesi Torino Kefeni Hakkında Daha Fazla Heyecan Yarattı

Torino Kefeni'nin gizemi devam ediyor; yüzyıllardır bilim insanlarının, tarihçilerin ve inananların kafasını kurcalayan bir keten bez parçası. Geçtiğimiz günlerde, İtalyan araştırmacılardan oluşan bir ekip, bazılarının İsa Mesih'in kefeni olduğunu iddia ettiği bu antik kalıntıya bir kez daha bakarak ortalığı karıştırmaya karar verdi. Araştırmacılar, bu keten parçasının aslında 2 bin yıllık olduğunu ve İsa'nın zamanına kadar uzandığını iddia ederek yangına daha fazla körükle gittiler.

Üreticisinin Parmak İzlerini Taşıyan Ana Tanrıça Heykelciği Bulundu

Orta İtalya'daki volkanik bir göl olan Bolsena Gölü'nde, antik bir tanrıçayı temsil ettiğine inanılan 3 bin yıllık bir kil heykelcik bulundu. Bu heykelcik, MÖ 10. veya 9. yüzyıla tarihlenen bir Demir Çağı köyünün sular altında kalmış kalıntıları olduğu düşünülen Gran Carro arkeolojik alanında keşfedildi. Dikkat çekici bir şekilde, 3 bin yıl su altında kaldıktan sonra figür hala yapımcısının parmak izlerini taşımaktadır.

İki Yeni Pompeii Kurbanı Madeni Paralar ve Mücevherlerle Bulundu

Antik Pompeii'de bulunan iki iskeletin keşfi, araştırmacıların MS 79 yılında Vezüv'ün patlaması sırasında hayatını kaybedenlerin panik içindeki son anlarını yeniden inşa etmelerini sağladı. Genç bir erkek ve orta yaşlı bir kadın olarak tanımlanan çiftin, hızla ilerleyen kavurucu volkanik gaz akımı tarafından yok edilmeden önce sığındıkları bir odada sıkışıp kaldıkları anlaşılıyor.

Moğolistan’da Bin Yıllık Savaş Arabası Mezarı Bulundu

Arkeologlar, İç Moğolistan'da Liao Hanedanlığı'na (MS 916-1125) ait bin yıllık bir savaş arabası gömüsünü ortaya çıkararak, bir zamanlar kuzey Çin'in geniş bir bölgesini yöneten antik göçebe Kitan halkına ışık tuttu. İyi korunmuş savaş arabası, yanında bulunan insan kalıntıları ve mezar eserleriyle birlikte, bu az bilinen hanedanın kültürel uygulamalarına ve sosyal hiyerarşisine büyüleyici bir bakış sunuyor.

Aktüel Arkeoloji Dergisi 98. Sayı “Tanrılar ve Kutsal İçecekleri”

Kurutularak ya da taze olarak tüketilen üzümün MÖ 6.000’den sonra yetiştirilmeye başlandığı düşünülmektedir. Anadolu topraklarında üzümden üretilen şarabın ise MÖ 4.000’lerden buyana tüketildiği söylenmektedir. Tarih boyunca tören, eğlence, özel gün ve toplantılarda kullanılan şarap; kutsal inancı yansıtan birçok dinde önemli bir içecek olarak kabul edilmiştir.

Şarap Tanrısı Dionysos’un Dünyasına İkonografik Bir Bakış

Antik Yunan ve Roma mitolojisinde şarap ve bağ bozumu tanrısı olan Dionysos, şarabın sadece sarhoş ediciliğini değil, sosyal ve faydalı etkilerini de temsil etmektedir. Mitolojiye göre Genç Dionysos, şarabı efsanevi olarak Nysa Dağı’nda bulur. Sonrasında ise nymphler’den ve satyrler’den oluşan alayı ile tüm dünyayı dolaşmaya başlar. Genel itibariyle Dionysos Antik Yunan pantheonuna aykırı düşen bir tanrıdır. İkonografideki sembolü ise asma ağacıdır.

Dağlık Kilikia’da Şarap Üretimi: Litaretür Kaynaklar, Arkeolojik Kanıtlar ve Tarihsel Süreç

Toros Dağları’nın kıyıya paralel gittiği, Alanya ve Mersin arasındaki Dağlık Kilikia olarak adlandırılan bölgede, coğrafi şartlar yaşamı zorlaştırmasına karşın uygun iklimsel şartlar bu bölgenin dönemler boyunca yerleşimlere sahne olmasına imkan sağlamıştır. Özellikle modern Mersin kentinin batısında kalan ve Silifke’ye kadar olan, iki nehir ile sınırları belirlenen Territorium, sahip olduğu etkileyici arkeolojik kalıntıları ve coğrafyası ile araştırmacıların ve gezginlerin ilgisini çekmektedir.

Urartu Krallığı’nda Şarap

Önasya uygarlıklarından Urartular MÖ 9.-7. yüzyıllar arasında Doğu Anadolu’da Van Gölü Havzası başta olmak üzere Transkafkasya ve İran Azerbaycan’ında hâkimiyet sürmüştür. Urartuların hâkimiyet sürdüğü bu coğrafya yüksek ve dağlık olup iklim özellikleri ile farklılık gösterir. Bu zorlu coğrafyaya rağmen Urartu kralları üzüm bağları, meyve bahçeleri ve ekim için hazırlanan tarlalara önem vermiş ve bu tarım alanlarının sulanması için barajlar, göletler ve su kanalları inşa etmişlerdir.

Yeni Assur Krallığı’nda Şarap

Yeni Assur Krallığı MÖ 1. binyıldan itibaren Mezopotamya coğrafyasında rakipsiz bir güç olarak hâkimiyet sürmüştür. Assur krallarının izlemiş olduğu genişleme politikası neticesinde krallığın sınırları batıda Halep, doğuda Zagros Dağları, güneyde Basra Körfezine kadar uzanmıştır. Böylesi geniş bir coğrafyada hâkimiyet sürmüş olan Assur Krallığı askeri, dini ve ekonomik alanlarda birçok başarı göstermiştir.

Antik Anadolu Hititlerde Şarap

Anadolu’da şarabın tarihi çok eski yıllara kadar uzanır iken Şarap Kültürü Hititlerle başlamıştır. Etimolojik açıdan Hint-Avrupa dillerindeki wine, wein, vin, vinum gibi kelimelerin bu kökten geldiği düşünülmüştür. Hititlerde şarap, “viyana”, Sümercede “geştin” olarak geçmektedir.

Hititlerde Şarap Kültürü

Üzüm ve şarabın Eski Çağ toplumlarında oldukça uzun bir geçmişe sahip olduğu bilinmektedir. Üzüm şarabı üretimi için öne sürülen en eski kanıtlar, yabani üzümün doğal yaşam alanından gelmektedir; bu alan Batı Akdeniz'den İtalya, Yunanistan, Karadeniz kıyısı, Kafkaslar boyunca Hazar'ın güneyine ve Levanten kıyılarından iç bölgelere, kuzey Mezopotamya'ya kadar uzanmaktadır.

Büyük Türk’ün Anası: Mara Brankoviç

Mara Brankoviç 1417-1420 yılları arasında muhtemelen 1418’de bugün Kosova’nın önemli şehirlerinden biri olan Vuçitrin’de doğar. Babası Sırp Kralı Curac (Djuradj) Brankoviç. Batılılar Jorj veya George, Yunanlılar Yorgo demişler. Annesi Bizans imparatorlarından Johannes VI. Kantakuzenos’un büyük kızı İrene. Sırpça Jerina. Ailenin en büyük çocuğu olan Mara’ya babaannesinin ismi verilir. Todor, Grgur, Katharina-Kantakuzina, Stefan ve Lazar adında beş kardeşi daha vardır.

Tunç Çağı Eserlerinde Bitki Liflerinden Bağlar Bulundu

İskoçya'nın Highlands bölgesinde Inverness yakınlarındaki bir sahil kasabası olan Rosemarkie'de keşfedilen Tunç Çağı eserlerinde yapılan kazı ve analizler, tunç bilezik ve kolyelerin arasına dolanmış nadir organik bitki kalıntılarını ortaya çıkardı. Eserler yaklaşık MÖ 1000 yıllarına tarihleniyor.

850 Bin Yıllık Homo Antecessor Kalıntıları Bulundu

Kuzey İspanya'nın Burgos eyaletinde yer alan Atapuerca arkeolojik alanı, erken insanlık tarihini incelemek için önemli bir yerdir. Yakın zamanda yapılan kazılar, soyu tükenmiş arkaik bir insan türü olan yeni Homo antecessor kalıntıları ortaya çıkardı. Sierra de Atapuerca'daki Gran Dolina'nın TD6 biriminde keşfedilen bu kemikler yaklaşık 850 bin yaşında.

38 Milyon Yıllık Birbirine Dolanmış Yılan Fosilleri Keşfedildi

Birbirine dolanmış halde bulunan dört yılan, yılan evrimi anlayışımıza yeni bir ışık tutuyor. Yepyeni bir türü temsil eden bu örnekler yaklaşık 38 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış olup boa ve pitonların nasıl evrimleştiğini açıklamaya yardımcı olabilir.

Dilbilim Uzmanları Singapur Taşının Şifresini Çözmeyi Umuyor

Singapur Ulusal Müzesi'nde sergilenen Singapur Taşı'nı ziyaret ederseniz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bunun nedeni, bilinmeyen bir dili yazıya döken bilinmeyen bir yazı sistemi taşıyan yazıtın soluyor olmasıdır. Ancak bulmacaları seviyorsanız, bu sizi yıldırmayacaktır.

Cerberus'un Mezarı'ndaki Lahdin İçi Görüntülendi

Geçtiğimiz yıl Napoli'nin dışındaki Giugliano'da bulunan canlı fresklerle süslü oda mezar Cerberus'un Mezarı'nın içindeki mühürlü lahdin içindekiler 2 bin yıl sonra ilk kez insan gözüyle görüldü. Arkeologlar, lahdin içini görüntülemek ve fotoğraflamak için lahitteki bir boşluğa bir mikro kamera yerleştirdi.

Üzerinde Yazıt Olan 2 Bin Yıllık Ostotek Bulundu

Kuzey İtalya'da, Venedik'in eteklerinde yer alan Portogruaro kasabasında, üzerinde önemli bir ithaf yazıtı bulunan bir Roma dönemi ostotek gün ışığına çıkarıldı. MÖ 1. yüzyıl ile MS 1. yüzyılın ortalarına tarihlenen lahdin ön yüzüne Latin harfleriyle kazınmış olan yazıt, bölgenin önde gelen ailelerinden Attii ailesinin bir üyesi olan ve yakınlardaki antik Altinum'da bulunan çok sayıda yazıttan tanınan Attius Lucullus tarafından yaptırılmıştır.

Bulgaristan’da Gümüş Bir Muska Bulundu

Yunanca yazılı küçük bir gümüş levhanın Bulgaristan'da şimdiye kadar keşfedilen en eski Hıristiyan eseri olduğu ortaya çıktı. Muska, 2. yüzyılın ikinci yarısı ya da 3. yüzyılın başlarına tarihleniyor ve İsa'dan ilk kez bahsedilmesini, ilk haç işaretini ve baş melekler Cebrail ve Mikail'e ilk atıfları içeriyor.

Mayalara Ait Gizemli Bir Yapı Keşfedildi

Araştırmacılar Meksika'da bir Maya top sahasının altında gizemli bir antik yapı buldu. Meksika Ulusal Antropoloji ve Tarih Enstitüsü'nden (INAH) yapılan açıklamaya göre, Campeche eyaletinde bulunan bu kalıntılar, bölgede yapılan bir araştırma sırasında yapılan çok sayıda keşif arasında yer alıyor.

Su Atındaki Roma Villası Restore Edildi

Napoli Körfezi'nin kuzeybatı kıyısındaki Baiae Batık Arkeoloji Parkı'nda bulunan Roma dönemine ait lüks bir villanın çok renkli mermer zemini su altında restore ediliyor. Mermer mozaik, villanın kabul salonunun ve kavisli ön giriş sundurmasının (protiro) zeminini kaplıyordu.

Urartu Sanatı

Çoğu kez Urartu sanatının, kökü derinlere gitmeyen, resmî karakterli elit bir yönetici sanatı olduğuna ve başkent Tuşpa ile aynı zamanda ortaya çıktığına inanılır. Kanımca bu yüzeysel bir değerlendirmedir. Urartu sanatını MÖ 9. yüzyılın sonları ile 8. yüzyıl başlarında ortaya çıkmış öncesiz-köksüz bir sanat olarak nitelemek mümkün değildir.

Kuzey Lydia’da bir Pers Yerleşimi; Şahin Kayası

Manisa’nın Gördes ve Demirci İlçeleri, arkeolojik açıdan ilin en az araştırılan yöreleridir. Gerek coğrafi, gerekse iklimsel açıdan il genelinden farklı özellikler gösteren bu kısmen sarp arazide gerçekleştirdiğimiz araştırmalar sırasında incelediğimiz buluntu merkezleri arasında Şahin Kayası, sadece arkeolojik açıdan değil, jeolojik ve biyolojik (özellikle botanik) açıdan da dikkat çeken bir merkezdir.

Pompeii'de Bir Askeri Liderin Mezarı Bulundu

Pompeii'de heyecan verici yeni buluntular genellikle planlı kazılar sonucunda ortaya çıkar. Bu kez, 1840'larda inşa edilen ve şu anda Pompeii Arkeoloji Parkı kütüphanesinin merkezi olan San Paolino binasında bir havalandırma bacası inşaatı, İspanya'daki son fetih savaşları sırasında imparator Augustus'un (MÖ 27 - MS 14) emrinde görev yapan önemli bir askeri yetkilinin mezarını kazara ortaya çıkardı.

Karia Yolu

Antik kentler, plajlar ve şehir merkezleri ile sınırla kalan turizme alternatif olarak dünyada uzun mesafeli yürüyüş rotaları yaygınlaşmaya başladı. Genellikle tematik bir öge üzerine kurulu olan yürüyüş yolları bir ülkenin doğasını, kültürünü ve tarihini özümseyerek yavaş çekimde tanıma ve tanıtma olanağı sunmakta.

Pergamon Kayalık Kutsal Alanı

Antik dönemde bir metropol olan Pergamon’un bugünkü ziyaretçileri, kent tarihinin her bir evresinden kutsal alanları görebilirler. Kentin aşağısındaki düzlük alanda antik çağda da ünlü Asklepeion ve Kızıl Avlu adıyla da bildiğimiz Mısırlı tanrılar onuruna inşa edilmiş kutsal alan bulunur. Akropoliste (yukarı şehir) büyük sunağın temelleri, kent tanrıçası Athena’nın kutsal alanı ve bir kısmı restore edildiğinden uzak mesafeden de görülebilen Traian Tapınağı (Traianeum) yer alır. Uzun zamandır bilinen ve kentin önemli noktalarında duran bu kutsal alanlar, kendilerini anıtsal mimarileri ile gösteriyorlardı.

Juliopolis’in Hekim Mezarları

Arkeolojik araştırmalarda interdisipliner yollarla tespit edilen bulgular neticesinde insanoğlunun tarih öncesi devirlerden beri ortaya çıkan hastalık ve yaralanmalarını iyileştirmek için cerrahi müdahale yolları geliştirdikleri bilinir. Erken devirlerde insanların hangi yöntem ve araç gereçler ile ameliyat edildikleri kesin olarak bilinmese de gerek antik kaynaklar gerekse arkeolojik buluntular insanoğlunun ne şekilde tedavi gördüğüne ilişkin bilgileri vermektedir.

Azerbaycan'da 3500 Yıllık Ritüel Masası Ortaya Çıkarıldı

Catania Üniversitesi'nden arkeologlar, Azerbaycan'ın Agstafa bölgesinde yer alan antik Tava-Tepe yerleşiminde çığır açan bir keşifte bulundu. Geç Tunç Çağına tarihlenen 3500 yıllık bu yerleşimde, seramik sofra takımlarıyla birlikte son derece iyi korunmuş ve kendine özgü bir ritüel masası hala yerinde durmakta olup, bir zamanlar bu bölgeden geçen göçebe toplulukların gelenekleri ve günlük yaşamları hakkında yeni bilgiler sunmaktadır.

Parion Tiyatrosunu Aydınlatan Kandil

Antikçağdaki aydınlatma araçlarının başında kandiller gelir. Genelde hediye olarak mezarlarda öbür dünyadaki yolculuğunda önünü aydınlatması amacıyla ölünün ayakucuna konulan kandillerin; evlerin, hamamların ve gymnasiumların aydınlatılmasında da kullanıldığı bilinir.

3 Bin Yıllık At Figürü Restore Edildi

Britanya'nın belki de en eski dev tebeşir figürü olan ikonik Uffington Beyaz Atı, küçülmeye ve incelmeye başladıktan sonra çok ihtiyaç duyduğu bakıma kavuştu. Restorasyon çalışmaları antik atı canlandırarak yeniden kilo almasını ve eski ihtişamına dönmesini sağladı.

Çömlektepe

İç Anadolu Bölgesi, Anadolu’nun Eski Tunç Çağı adı verilen evresinin önemli merkezlerini barındırır. Özellikle maden üretimi konusunda önemli teknolojik gelişmelerin yaşandığı bu dönemde insanoğlunun günlük yaşantısının önemli bir parçası olan seramiklerin üretimi konusunda ulaşılan bulgular yok denecek kadar azdır.

Kapının Bekçisi

Hatay il merkezinin doğu – kuzeydoğusunda, Reyhanlı ilçesinin 17–18 kilometre batısında, Asi Nehri'nin 1,5 kilometre doğusunda yer ala Tell Tayinat Höyüğü’nde, Toronto Üniversitesi Tayinat Arkeoloji Projesi tarafından yürütülen geçmiş dönem kazılarda, güneydoğudaki Neo-Hitit Patina Krallığı’nın başkenti Kunulua sitadeline olan bağlantıyı sağlayan anıtsal bir kapı kompleksi açığa çıkarılmıştır.

Anadolu’nun İlk Madencileri

Çorum ilinin Bayat ilçesine bağlı Derekutuğun Anadolu’nun kültür tarihi ve özellikle madencilik tarihi açısından büyük önem taşıyor. Yapılan Karbon-14 (C-14) analizleri, Derekutuğun’da günümüzden 6 bin 500 yıl önce de galeriler açılarak nabit bakır çıkarıldığını ortaya koydu.

Antik Kanalizasyon Kazısında Hermes Heykeli Bulundu

Bulgaristan'ın güneybatısındaki Petrich yakınlarındaki Heraclea Sintica antik bölgesinde Roma dönemine ait bir kanalizasyon kazısı yapan arkeologlar, Hermes'in büyük bir mermer heykelini keşfettiler. Heykel 2 metre yüksekliğinde ve sadece elleri eksik olmak üzere neredeyse eksiksiz olarak olağanüstü durumdadır. Bu, Heraclea Sintica'da şimdiye kadar bulunan tek eksiksiz Roma heykeli ve kazı lideri Dr. Lyudmil Vagalinski, bunun tüm Bulgaristan'daki en iyi korunmuş Roma heykeli olabileceğine inanıyor.

Dorylaion’da İlginç Bir Dinsel Ritüel

Şarhöyük ören yeri, Eskişehir’in 3 kilometre kuzeydoğusunda, Porsuk Nehri ile yan kolu Sarısu arasında kalan geniş ovanın güney kenarında yer alır. Burası antik Dorylaion kentinin merkezidir. Eskişehir ovasında en yüksek rakımlı, en büyük höyüktür. Höyüğü çevreleyen bir Aşağı Şehir ve batı yönde geniş bir nekropol alanı vardır.

Orta Anadolu’nun Kuzeyinde Hatti Kültürünün İzleri

Çorum/Uğurludağ sınırları içinde, Kaleboynu Köyü yakınlarında yer alan Resuloğlu yerleşimindeki kazılar 2003 yılından beri kesintisiz sürdürülüyor. Özellikle yerleşim yerinin hemen yanında, Delice Vadisi’ne bakan yüksek bir sırt üzerindeki mezarlık alanında gerçekleştirilen çalışmalar, Hititler daha Anadolu’ya gelmeden, Kızılırmak ile Yeşilırmak arasındaki sahada varlıklarını bildiğimiz ve Hattiler olarak adlandırılan yerli halkın ölü gömme adetlerini ortaya koyuyor.

Tunç Çağı Balta ve Mücevherler Bulundu

Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'ın yaklaşık 40 kilometre kuzeybatısındaki Kuzey Bohemya'da yer alan Budyně nad Ohří'de Tunç Çağı'na ait silah ve mücevherlerden oluşan eserler keşfedildi. Uzmanlar halen eserleri analiz ediyor, ancak objelerin tasarım tarzı onları Orta Tunç Çağı'na, yaklaşık 3500 yıl öncesine tarihliyor. Baltalardan biri diğer parçalardan daha eski; Erken Tunç Çağı'na (MÖ 2000-1500) tarihleniyor.

Sıra Dışı Bir Ritüel Kaplumbağalı Gömü

Mezarlar, arkeolojinin en önemli buluntu gruplarından birini oluştururlar ve eski insan toplumlarının ölü gömme gelenekleri, inanç sistemleri ve gömü ritüelleri hakkında oldukça detaylı bilgi elde edilmesini sağlarlar. Mezarlar, yalnızca ölüme dayalı algılayışı değil aynı zamanda toplumların kültürel ve sosyoekonomik yapıları ile yaşam biçimleri hakkında da bilgi sağlayan önemli veri kaynaklarından birini oluştururlar.

Mısır’da Eşsiz Keşif: 33 Greko-Romen Aile Mezarı Bulundu

Batı Asvan'daki Mısır-İtalyan Ekibi (EIMAWA) arkeologları, Asvan'ın batısında Ağa Han Türbesi yakınlarındaki kayalık bir tepenin yamacında 33 Greko-Romen aile mezarı keşfetti. MÖ 6. yüzyıl ile MS 2. yüzyıl arasına tarihlenen ve mumyalanmış kalıntılar içeren mezarlar, Asvan'ın orta sınıfında o döneme ait ölüm ve hastalıklara yeni bir ışık tutmayı vaat ediyor.